Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Huzur içinde yazarken huzuru kaçtı

Gazeteci ve tarihçi Orhan Koloğlu, daha verimli çalışmak için sekiz yıl önce evinden ayrılarak Darıca Huzurevi’ne taşındı. Bu süre içinde 60 küsur kitabına 10 kitap daha ekledi.

Huzur içinde yazarken huzuru kaçtı
24 Ocak 2016 - 20:31
Gazeteci ve tarihçi Orhan Koloğlu, daha verimli çalışmak için sekiz yıl önce evinden ayrılarak Darıca Huzurevi’ne taşındı. Bu süre içinde 60 küsur kitabına 10 kitap daha ekledi. Ancak göçme tehlikesi bulunduğu gerekçesiyle huzurevi binasında boşaltılma kararı alınması üzerine 4 ay önce bir başka huzurevine taşınmak zorunda kaldı. Düzeni bozulan 87 yaşındaki duayen gazeteci eskisi gibi huzurlu yazamıyor olsa da sitem etmiyor. “Bu yaşıma rağmen hâlâ yazıyor olmamdan dolayı Allah’a şükrediyorum” diyor.
Orhan Koloğlu, meslek hayatına 18 yaşındayken gazetecilikle başladı. Muhabirlik yaptı, bir çok gazete ve dergide yazılar yazdı, yönetici oldu. Yurt dışında basın ataşeliği, yurt içinde Basın Yayın Müdürlüğü yaptı. Ancak tarih alanında derinleşmesinden dolayı tarihçi kimliği ile tanındı. 87 yaşında olan duayen gazeteci ve tarihçi yıllardır günlerini huzurevinde geçiriyor. Yalnız yaşadığı evindeki arşiv belgeleri ve kitaplarıyla baş edemeyince daha huzurlu bir ortamda daha verimli olmak için 200 çuval belge ve kitabı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, iletişim ve basınla ilgili olan 50 çuvalını İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne bağışlayıp geriye kalan 50 çuvalla da 2006 yılında Darıca Huzurevi’ne taşınmıştı. 9 yıl boyunca huzur içinde yazmaya devam etti ve 60 küsur kitabına bu süre içinde 10 kitap daha ekledi. Kitap ve belgelerden oluşan arşivi gelişmeye devam edince 70 çuvallık arşivi de Kocaeli Üniversitesi’ne gönderdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından 1993 yılında yaptırılan Darıca Huzurevi, geçtiğimiz aylarda Gebze Teknik Üniversitesi uzmanlarının can güvenliği olmadığı ve yıkılma tehlikesi bulunduğu raporu vermeleri üzerine boşaltılma kararı alındı. Orhan Koloğlu da başka huzurevi arayışına girdi ve sonunda Tuzla Kasev Vakfı Huzurevi’nde kalmaya karar verdi.
 
HALEN YAZABİLDİĞİNE ŞÜKREDİYOR
Orhan Koloğlu’nu ziyaret etmek ve yeni evindeki temposunu konuşmak için odasının kapısını çaldığımızda yaşından umulmayacak gür bir sesle karşıladı bizi. 87 yaşında olmasına rağmen gayet dinçti ve masasının başında çalışmaya devam ediyordu. Darıca Huzurevi’nde çok huzurlu olduğunu, hatta kitap yazımı konusunda veriminin arttığını biliyorduk. Bu yüzden sohbetimize oradan başladık. “Darıca hem mekan hem donanım açısından şahane bir yerdi. Bilgisayar, internet bağlantılarım olduğu için muntazam çalışabiliyordum. Belgelerim de olduğu için daha geniş kaynakları kullanabiliyordum. Ne yazık ki onları atmak zorunda kaldım. Burada maalesef aksama var ama gene de çalışıyorum.” İnternet bağlantısı olmadığı için dergiye yazdığı makaleleri dışarıdan göndermek zorunda kalan Koloğlu, yine de sitemkar değil. “Allah’a şükür. Bu yaşta halen yazabiliyorum” diyor. Darıca’daki huzurevi binası boşaltılıp içindekiler bir başka huzurevine dörder kişilik odalara yerleştirilince Koloğlu, bu şartlarda kalamayacağı için bölgedeki huzurevlerinde araştırmalara başlamış fakat istediği şartlarda bir yer bulamamış. “Hepsi doluydu ve 2011 yılından beri sırada bekleyenler vardı. Bir de o mesele var. Türkiye’de yaşlı nüfusu artıyor ve aileler içi bağ bitmiş vaziyette.” Daha önce konferans vermek için geldiği Tuzla’daki Kasev Vakfı Huzurevi aklına gelmiş Koloğlu’nun. “Evlerin tavanları üzerinden de olsa deniz manzarası var. Büyük bir hızla taşındım, 3 aydır burada kalıyorum ve Allah’a şükrediyorum.” diyor.
Orhan Koloğlu, meslek hayatına 18 yaşındayken gazetecilikle başladı. Muhabirlik yaptı, bir çok gazete ve dergide yazılar yazdı, yönetici oldu. Yurt dışında basın ataşeliği, yurt içinde Basın Yayın Müdürlüğü yaptı. Ancak tarih alanında derinleşmesinden dolayı tarihçi kimliği ile tanındı. 87 yaşında olan duayen gazeteci ve tarihçi yıllardır günlerini huzurevinde geçiriyor. Yalnız yaşadığı evindeki arşiv belgeleri ve kitaplarıyla baş edemeyince daha huzurlu bir ortamda daha verimli olmak için 200 çuval belge ve kitabı İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, iletişim ve basınla ilgili olan 50 çuvalını İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne bağışlayıp geriye kalan 50 çuvalla da 2006 yılında Darıca Huzurevi’ne taşınmıştı. 9 yıl boyunca huzur içinde yazmaya devam etti ve 60 küsur kitabına bu süre içinde 10 kitap daha ekledi. Kitap ve belgelerden oluşan arşivi gelişmeye devam edince 70 çuvallık arşivi de Kocaeli Üniversitesi’ne gönderdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından 1993 yılında yaptırılan Darıca Huzurevi, geçtiğimiz aylarda Gebze Teknik Üniversitesi uzmanlarının can güvenliği olmadığı ve yıkılma tehlikesi bulunduğu raporu vermeleri üzerine boşaltılma kararı alındı. Orhan Koloğlu da başka huzurevi arayışına girdi ve sonunda Tuzla Kasev Vakfı Huzurevi’nde kalmaya karar verdi.
 
İRONİK RASTLANTI
Orhan Koloğlu’nun Etiler’deki evinden huzurevine taşınmasının bir sebebi de deprem korkusu. “1999 depreminde Etiler’deki basın sitesindeydim. 12. katta oturuyordum. Öyle bir sallandık ki çuvallardaki kitapların hepsi üstüme devrildi. Bu arada deprem devam ediyordu ve ben kitaplar arasından yol açmaya çalışıyordum. Yarım saatte aşağıya inebildim. Böyle bir olay yaşadığım için anladım ki depremlerle belli sorun yaşanacak.” İroni gibi sanki. Darıca Huzurevi’nden çıkışı da yine deprem yüzünden çünkü Marmara Depremi’nde tüm bölge ile birlikte Darıca da sarsılmış. Huzurevi binasının göçme tehlikesi bulunduğuna dair rapor bu yüzden verilir. Yeni yerinde belge ve kaynakları kısıtlansa da yılların gazeteci ve tarihçisi çalışmalarına devam ediyor. Türk- Arap İlişkileri adlı yeni kitabı çıkmak üzere.