Nerede bu Fırıncılar Odası?

EROL POLAT

Son günlerde belki Türkiye’nin en çok konuşulan adli vakalarından birisi de, fırından aldığı ekmeğin içinden çıkan jileti, ekmeğin son lokmasıyla yutan Osman Sarıboğa’nın ölümden döndüğü haberidir.
Osman Sarıboğa’yı, atlattığı bu vahim olay nedeniyle herkes  tanıyor ve konuşuyor, ama bu güne kadar gazeteci olarak benim bile varlığından haberdar olmadığım Darıca Fırıncılar Odası, ‘’Var’’ la, ‘’Yok’’ ları oynarken ve bu konuda  bir çift laf dahi etmiyor!..
Herkesin kafası karmakarışık… Ekmeği, içinde jiletle birlikte müşteriye sattığı iddia edilen fırıncı esnafı, halâ olayın şokunu üzerinden atamazken, böyle bir olayın imkansızlığından dem vurup, böylesine vahim bir durumda kendisinin muhatap kılındığının üzüntüsünü yaşarken, Darıca Fırıncılar Odası Başkanı ve yönetimi çıkıp da şöyle kelli felli bir basın açıklaması yapamıyor, yapmıyor…
Ayıp yahu!
Sofralarımızda baş tacı yaptığımız, yere düştüğünde üç defa öpüp başımıza koyduğumuz, kutsal değerlerden olduğu için yeminlerimizin en başında yer verdiğimiz ekmeği üretenler, bu kadar mı aciz kaldılar?
Yoktan yere, belki de bir cana mal olunacaktı, belki de o ekmeği o fırında çalışan bir personel veya onun çocukları yiyecekti , hatta ve hatta fırın sahibi ve ailesi çorbaya doğrayacaktı…Veya bir sokak köpeğinin kursağından inip, ta kalbinin aort damarına kadar gidecekti!...
 Ve…Sonuçta yine bir can yanacaktı, canlar yanacaktı!..
Bir haftayı geçkin süredir, ülke gündemindeki yerini koruyan bu haberden sonra ekmek almaya giden vatandaş, artık tedirginliğini apaçık ifade eder oldu,’’Ya benim de başıma gelir se’’ diye!..
Tüm bunlara rağmen, halâ ortaya çıkıp da vatandaşın gazını almaya dahi tenezzül etmeyen Darıca Fırıncılar Odası Yönetimi’nin neden bu görevde olduklarına anlam veremiyorum…
Gelinen noktada bir vatandaşımız, neredeyse ölüyordu, bir fırıncı esnafımız ise yaşadıkları zorlukları yenmeye çalışıyor… Toplum tedirginliğini henüz üzerinden atamamış… Ve, fırıncılar, bu duruma duyarsız kalarak, kendi esnafını koruyamamış, mağdur vatandaşın gönlünü almamış, topluma bir kelamda bulunamamıştır.
Yazık ki, ne yazık!..