Ak Parti'nin uyanık aday adayları

EROL POLAT

Anayasanın 76. Maddesi’nde yer alan yükümlülükleri yerine getiriyorsanız, milletvekili aday adayı olabilirsiniz…
Ancaaaak… 
Kocaeli’den aday adayı olduysanız, aday olabilmeniz için 13 kişi arasında yer almanız şart…
 
2011 Genel seçimleri öncesinde Ak Parti Kocaeli’den başvuru yapan milletvekili aday adayı sayısı tam tamına 71 kişi olurken 2015 seçimleri öncesi bu sayı 72’yi buldu…
O dönemki genel seçimlerde ilimizdeki milletvekili sayısı 11 idi…
Yani, başvuru yapanların altmışı veya altmış biri arzuladığı hedefe ulaşamamıştı…
 
Şimdi…
Bana  biri anlatsın lütfen…
Milletvekili adayı olamayacağını bile bile biri neden aday adaylığı için başvuru yapar ki ?
Özellile  iktidarda olması nedeniyle Ak Parti’den aday adaylığı için başvuru yapanların yarısından fazlası bir adım öteye dahi gidemeyeceğini bildiği halde gider başvurusunu yapar…
Bir iki resim, sosyal medyadan ‘’Vatan, Millet, Sakarya’’ edebiyatı, ardından ’’reis’’ ve ‘’nefer’’ söylemleri…
Sonra ? ’’ 
‘’Sonra’’sı yok !..
Tıssss !…’’ 
N’oldu birader  ?…
 
Anlatayım…
Teşkilatlardan gelmeyen, sadece ve sadece seçimlere bir kaç ay kala Ak Parti’nin kapısını çalarak milletvekili olmaya geldiğini söyleyenlere o partide mama yok !…
Koşmayacaksın, yorulmayacaksın, terlemeyeceksin, para harcamayacaksın, çoluk çocuğundan fedakarlık etmeyeceksin, sonra da ‘’ ben, partime ve ülkeme hizmet etmek için milletvekili olmak istiyorum ’’ diyeceksin..
Yok öyle yağma Hasan’ın böreği…
Değil profesör, ordinaryüs olsan yemezler hemşerim !..
Elli tane diploma da yetmez, genel merkezde en kral adamın dahi olsa, işin zor !…
Buna itirazı olan varsa eğer, Ak Parti’nin kuruluşundan sonraki ilk seçimler ile bu güne kadar olan seçimlerde milletvekili aday adayı olanların çeteresine baksın…
Elbette ki, Ak Parti’nin tüzüğünde, ‘’Teşkilatlara seçimden seçime uğrayanlar milletvekili olamaz’’ şeklinde bir ibare yok… Ama Ak Parti’de bu bir gelenektir, hak edene hakkının verilmesi ilkesiyle haraket edilir…
Aslında aday adayı olup da, aday olamayacağını bildiği halde başvuruda bulunanlar çoğu bunu biliyor…
Peki, bunu rağmen neden koşturuyorlar?
 
Bu tipleri iyi bilirim…
Onlar, Ak Parti kurulmadan önce de vardılar…
İlk olarak iktidarın en tepesindekilere partisinin mensubu olduklarını ispat etmeye çalışırlar… Eğer devlet memuru iseler, seçimlerin ardından nasılsa koltuklarına geri dönecekleri için kaygı duymazlar, sadece ve sadece terfi almak için bu vesileyle iktidar partisine yalakalık yaparlar…
Eğer, iş adamı ise ihaleleri ‘’nasıl daha kolay alabilirim ?’’ in yolunun buradan geçtiğini varsayarlar…
Aday adaylıkları sürecinde parti önlerinde bir iki endamlarını gösterdikten sonra, 3-5 dakika partileri ve liderleri için çıktıkları yolda vatana ve millete gönül borçları olduğunu söylerler… Bir kaç bin tane de el ilanı bastırıp bir iki gazetede de göründükleri zaman işlem tamam…
Mesaj gereken yere ulaşmıştır… 
Seçilmiş, seçilmemiş umurunda bile değildir onların…
Umursadıkları tek şey kişisel çıkarlarıdır…
Bu tiplerin, aday adaylıkları sona erdiği an bir daha teşkilatların değil kapısında önünde dahi göremezsiniz…
Peki ne zamana kadar?
Bir daha ki seçime kadar…
 
Ak Parti elbette ki en doğrusunu yapıyor… 
Bu yöntemle sadece ve sadece kendi çıkarını düşünüp sürekli iktidar partilerinden aday adayı olan bu tiplerden yüzlerce isim verebilirim… 
 
Haaa…
Bir de bunlar, temayül yoklamasından çıkmadan önxe parti yetkilileri tarafından her aday adayına nezaket olsun diye söylenen, ‘’ Hayırlı olsun’’u ‘’Tamam beni aday yapacaklar’’ şeklinde algılayıp, yakınlarına kesin olarak iyi bir sıraya konulacağını söylerler…
O tiplere seslenmek istiyorum; 
Şimdi sen, hem uyanık olduğunu sanacaksın, hem de nezaketen söylenen ‘’Hayırlı olsun’’u yanlış anlayacak kadar saf olacaksın, üstelik bir de bu milletin vekili olmaya heves edeceksin öyle mi?
Hadi ordan ülennnn !…