Çocuk İşçilik ve Hayat...
19 yy.başlarında İngiltere'de ,
Çocuklar haftanın 6 günü çalıştırılıyor.Onun için de pazar günleri okullar açık oluyor sadece OKUMAYI öğrensinler amacıyla...
Niçin sadece okuma öğretimi? Çünkü işyerlerinde verilen talimatları okuyup işlerini yapsınlar diye...
Fakat YAZMA öğretilmiyor.
Neden mi?
Yazmak tehlikeli onun için.
Nasıl yani ? Çünkü yazmayı öğrenir iseler kendi fikirlerini ifade edip başkalarına yayabilirler... Bu olmaz !
Sermayenin eğitimi piyasalaştırma halidir bu.
Oysa günümüz dünyasında anayasal hak olan eğitim-öğretim hakkına rağmen bu yaklaşım daha da katmerli haliyle devam etmektedir. Gerçi okuduğunu dahi anlamaktan uzak ve yazma bilincine erişmeden sınav odaklı test sorularına birer işaret koyarak yetiştirilen neslin yapacağı bir şey yok.Bu yaklaşım da çocuklara ve gençlere onlara rağmen dayatılan sistemdir.
Çocuk ve genç kendisini keşfetmesin,dünyada olup bitenlere merak sarıp,kafa yormasın; yani dünyanın döndüğünü bilsin ama DÜNYADA NELER DÖNDÜĞÜNÜ BİLMESİN tercihidir. Bilirlerse olup bitenleri ve bunların neden- sonuç ilişkilerini, değişirler. Değişirlerse, değiştirirler.
Bu durum kimin işin gelmez?
Düşünülmesi gereken budur.
O halde yeni dünya düzeni diye yutturulan dünden yarına egemenlerin istediklerine uygun bir eğitim-öğretim yapılanması dünyanın her yerinde gerçek haldir.
Türkiye'de çocuk işçilik MESEM eliyle yürütülüyor. Ucuz iş gücü ile okuldan ve gerçek eğitim felsefesinden uzak ,yaşatılan ekonomik sıkıntılar içinde ailelere üç beş lira parasal girdi vb.süreç yönetimi var. Bu durumu temelden yapılandırmak için de ANA SINIFINDAN itibaren laik- bilimsel - kamusal eğitimden uzak ÇEDES programı var. Halkalar birbirini tamamlamaktadır.
Bu bir sistemli tercihtir.
Şimdilerde de +4 +4 +4 yeniden şekillendirilmek istenmektedir. Özellikle son
+ 4 yani lise öğrenim süresinin azaltılması tartışılır olmaktadır. Böylece zorunlu eğitim yaşı 18'in altına indirilerek erken yaşta yani çocuk yaşta evliliğin önü mü açılmak isteniyor?
Türkiye Nüfus Araştırması 2018 raporuna göre 25-49 yaş aralığı her 5 kadından
1'i ;18 yaşından önce evlendirilmiştir.
TUİK 2023 raporuna göre 15-17 yaş grubunda 6505 çocuğun doğum yaptığı tespitlidir.
Karma eğitim dediğimiz cinsiyet eşitliği kavramını içeren kız-erkek öğrencilerin bir arada okumaları da artık birtakım çevreleri rahatsız etmektedir. Oysa mesele kız- erkek değil İNSAN olma meselesidir.
Mesele İNSAN gözüyle İNSAN HAKLARI EVRENSEL yaklaşımı içinde meseleleri ele almaktır.
Çözüm ne MESEM ne ÇEDES yaklaşımıdır.
Çözüm; aydınlık bir Türkiye geleceği için çağdaş-laik- bilimsel ve kamusal eğitim-öğretim anlayışının programlı haliyle hayat bulmasıdır.
Çünkü iyi yetişmiş bireyler; toplumun tüm yaşam alanlarında herkes için verimliliktir.
Esinlenme: BİR-GÜN Gazetesi
Feray Aytekin Aydoğan
Murat KAYA
Eğitimci-Yazar
FACEBOOK YORUMLAR