Gölcük Belediye Başkanı Sezer; Afetlere hazırlıklı olmamız gerekiyor

17 Ağustos 1999 tarihinde saat 03.02'de meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki Kocaeli’nin Gölcük ilçesi merkezli 45 saniye süren deprem, başta Kocaeli olmak üzere Yalova, Sakarya, İstanbul, Düzce'de yıkıma ve can kayıplarına neden oldu. Depremde 17 bin 480 kişi hayatını kaybetti, 43 bin 953 kişi yaralandı. 66 bin 441 konut ve 10 bin 901 iş yeri yıkıldı. Depremin ardından merkez üssü olan Gölcük’te yaşamın yeniden normale dönmesi için çeşitli projeler yapıldı. Kalıcı konutların yanı sıra kentsel dönüşüm projeleri ile kentte depremden etkilenen ve ağır hasarlı binaların tamamı yıkıldı. Yapılan çalışmalarla kentte hayat yeniden normale dönerken, deprem nedeniyle denize gömülen sahildeki aydınlatma direkleri gibi o güne ait bazı acı hatıralar bulunuyor. Depremin ardından inşa edilen konutların ise genellikle 3 katlı olan yapılardan oluştuğu görülüyor. Depremde orta hasar gören binaların ise dönüşümüne devam ediliyor. 
Orta hasarlı binaların yenilenmesi için çalışmaların devam ettiğini aktaran Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer, “Şu an Gölcük’te 1999 depreminden sonra yapı stoku önemli miktarda değiştirilmiş olmakla birlikte, orta hasarlı ve az hasarlı binalar var. Biz 2019 yılından bu yana metruk olan ve orta hasarlı olan 175 binayı yıktık. Ancak hala orta hasarlı binalarımız var. Bunların depremde nasıl bir reaksiyon vereceğini bilmiyoruz. Hasar görebilme ihtimalleri çok yüksek. Yapı stoku büyük ölçüyle yenilenmekle birlikte tamamının yenilenmesi gerektiği kanaatindeyim. Gölcük’te Denizevler Mahallesi’nde biten kentsel dönüşüm gerçekleştirildi” dedi. 
‘AFETLERE ÖNCEDEN HAZIRLIKLI OLMAMIZ LAZIM’ 
Gölcük kent merkezinde kentsel dönüşüm projelerinin devam ettiğini söyleyen Sezer, “Şu anda da bakanlığımız tarafından Gölcük ilçe merkezinde kentsel dönüşüm çalışması devam ediyor. 36 dönümlük bir alan. Gölcük’ün aslında merkezinin büyük ölçüde değişmesini sağlayacak önemli bir çalışma. Benzer çalışmaların deprem bölgesinin tamamında olacağını süreç içerisinde göreceğiz. Bizim şunu öğrenmemiz lazım. Yaptığımız binaların sağlam olması halinde güvenli bir şekilde evimizde oturabiliriz. Zemin etüdü ve kat yüksekliği konusuna dikkat edilirse, teknik konulara dikkat edilirse güvenli bir şekilde evlerimizde oturabiliriz. Türkiye bir deprem ülkesi şartlara, koşullara, olabilecek afetlere önceden hazırlıklı olmamız lazım” diye konuştu. 
‘YENİLENMEMİŞ BİNALAR ENDİŞEYE SEVK EDİYOR’ 
Kentte yeni imar düzenlemelerine göre yüksek katlı bina yapılmadığını açıklayan Sezer, şöyle konuştu: 
“Aslında yapının az katlı ya da çok katlı olmasından ziyade yapının sağlam olması önemli. Zemin koşullarına göre binanın yapılması gerekir. Zemini kötü olan bir yerde tek katlı ev dahi yapılmaz. Zeminin sağlam olduğu takdirde zaten imarda belirlenen koşullara göre bina yapılabilir ancak zemin özelliklerinin elvermediği yerlerde yüksek katlı binaların yapılması doğru değil. Burada yapılan yeni imar düzenlemesine göre yüksek katlı bina yapılmıyor. Ancak beklenen başka depremlerin gerçekleşme ihtimali bizi daha önce yapılmış ancak yenilenmemiş binalar yönünden endişeye sevk ediyor”