Kara, şiddetle ilgili açıklama yaptı!

 CHP Darıca İlçe Kadın Kolları Başkanı Emine Nilgün Kara, 25 Kasım Kadına yönelik Şiddetle mücadele günü ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Kara açıklamasında" Yıl 1960, Rafael Trujillo’nun diktatörlük yönetimi altındaki Dominik Cumhuriyeti’nde Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kız kardeş Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyorlardı. Kız kardeşlerin diktatörlük karşıtı mücadeleleri öyle bir sembol haline geldi ki, 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trujillo ülkede Mirabal Kardeşler diye adlandırılan bir tehlikenin varlığından söz etti.Ve tarih 25 Kasım 1960, üç kızkardeş tecavüz edilip öldürüldüler. Ancak hükümet kardeşlerin "araba kazasında" öldüklerini duyurdu. Mirabal kardeşlerin öldürülmelerinden çok geçmeden Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı.Bu kız kardeşlerin özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele sonucunda, Birleşmiş Milletler 1999 yılında 25 Kasım'ı "Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü" olarak benimsenme kararı aldı. Bu kez tarih 25 Kasım 2012, aradan tam 52 sene geçmesine karşın, kadına yönelik şiddet devam etmekte. 2012 yılının ilk yarısında 92 kadınımızı kendisine uygulanan şiddet sonucu kaybettik. Bu kadınlarımızın hepsi de tanıdıkları erkekler tarafından/yüzünden öldüler. Peki, kadınlarımız neden şiddet görüyor? Kadınlarımızın bir kısmı hem toplumda hem aile içinde öyle bir baskıya maruz kalıyor ki, bir kısmı hayatlarına kendileri son veriyor. Bir kısmı çocuklarını korumak için ölüyor, bir kısmı ise kocası ya da eski kocası tarafından kıskançlık, ayrılığı sindirememe gibi sebeplerle öldürülüyor. En acısı da öldürülen kadınlarımızın %10’undan fazlasının öldürülürken işkenceye maruz kalması. Kadınlarımızın bedenleri ya kesici aletlerle parçalanıyor, bedenleri çuvala konuluyor, denize atılıyor, çöp kutularına atılıyor, ya da yakılarak yok ediliyor. Peki, hükümet daha fazla kadınımızın ölmemesi, şiddete maruz kalmaması için ne yapıyor? 10.07.2012 tarihinde Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü koordinasyonunda güncellenen "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı”, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi. Ancak kadına yönelik şiddet yalnızca plan hazırlamakla bitmiyor, sona ermiyor.  AKP hükümetinin kızların küçücük yaşta gelin olmalarının önünü açan 4+4+4 eğitim sistemi, kürtaj hakkı karşıtı açıklamaları ve yapmayı öngördükleri yasal düzenlemeler nedeniyle ise 3 kadınımızı kaybettik. Kadınlarımızdan biri 40 yaşında sezeryan olması gerekirken normal doğuma zorlanan ve doğum sırasında hayatını kaybetti, bir kardeşimizin kürtaj olduğu için öldüğü iddia edildi, henüz 13 yaşındayken evlendirilen bir kardeşimiz de 19–20 yaşındayken kocası tarafından dövülerek öldürüldü. Ne yazıktır ki, hayatını kaybeden kadınlarımızın çoğu devletten pek çok yolu deneyerek koruma, sığınma talep ediyor, savcılığa, polise başvuruyor, doğrudan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvuruyor, sığınmaevlerine başvuruyor. Ancak, bu yıl devlete sığınan, devletten koruma bekleyen, korunmaya muhtaç kadınlarımızın %25’inden fazlası öldürüldü. Bu da demek oluyor ki, devlet kadınlarımızı koruyamıyor.Peki, kadın cinayetlerini durdurmak, kadına karşı şiddeti önlemek için ne yapmalı? Bu konuda Türk Ceza Kanunu’na bir an evvel cayrıdıcı hükümler konulmalıdır. Cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle işlenen suçlar af kapsamı dışında tutulmalı, cezalar üst sınırdan verilmeli, polis teşkilatına kadına yönelik şiddet konusunda gerek ulusal gerekse uluslar arası düzeyde eğitim verilmelidir. Devlet, kadınların vücut bütünlüğünü ilgilendiren haklarını kısıtlayıcı düzenlemeler yapmaktan kaçınmalıdır.