Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri; ''Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz''

Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından kent meydanında yapılan açıklamada, “Bizlere dayatılan satış sözleşmesini ve TÜİK’in manipüle ettiği enflasyon rakamlarını kabul etmiyoruz. Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz” ifadelerine yer verildi.

Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri; ''Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz''
23 Kasım 2021 - 15:29
Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri dün akşam saatlerinde Gebze Kent Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Gebze Eğitim-Sen Başkanı Eylem Bahadır tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Ülkeyi yönetenler büyüme rekorlarından, şahlanan Türkiye’den bahsediyor. Bir avuç sermayedar için, yandaş şirketler için dedikleri doğru olabilir. Ama emekçiler için halk için işsizlik büyüyor, pahalılık artıyor, borçlar kabarıyor, faturalar şahlanıyor. Alım gücümüzün düştüğünü her gün çarşıda, pazarda, markette yaşadıklarımızla biliyoruz. İşsizliğin arttığını artık hemen her evde olan işsizlerden, özellikle genç ve kadın işsizlerden görüyoruz.

“YOKSULLUĞUN VE İŞSİZLİĞİN ARTTIĞI GÜNE UYANIYORUZ”
Her gece yarın nelere zam gelecek, eriyen ücretlerimizle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle yatıyoruz. Her sabah paramızın döviz ve zamlar karşısında adeta pula döndüğü, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz. Bu zorlu süreçte TBMM’de hepimizin geleceğini yakından ilgilendiren, 2022 Bütçe yasa teklifi görüşülüyor. Bütçede gelirlerin kimlerden sağlanacağı ve kimler için harcanacağı belirleniyor. Anayasasında sosyal-hukuk devleti yazan bir ülkelerde, oluşturulacak bütçeler ile toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan sabit gelirliler, işçiler, memurlar, çiftçiler, köylüler, asgari ücretliler, emekliler, EYT'lilerin oluşturduğu çoğunluk korunabilir.

“EKONOMİK TALEPLERİN ÖNÜNE GEÇTİ”
Ancak ne yazık ki Türkiye’de yıllardır bütçeler ülke kaynaklarının, emekçilerden, halktan alınan vergilerin sermayeye-patronlara, yandaşlara aktarılmasının bir aracı haline dönüşmüştür. İktidarın bu güne kadar yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. Adalet ve eşitlik taleplerinin ekonomik taleplerin önüne geçtiği dönemlerden geçiyoruz. Kamu emekçileri çalıştıkları kurumlarda iş barışı istiyor, ücret adaleti istiyor, kariyer ve liyakat ilkelerinin hayata geçmesini istiyor. Gerek kamuya giriş gerekse de görevde yükselme sınavlarında mülakat uygulamalarının kaldırılmasını istiyor.

“YÜKSEK ORANDA VERGİ ÖDEDİĞİ ÜLKE”
Türkiye salgın süresince milli gelirine oranla kendi halkına en az nakit desteği veren ülkelerden biri olmuştur. Türkiye dolaylı ve dolaysız vergilerle işçilerin-emekçilerin patronundan daha yüksek oranda vergi ödediği bir ülke haline gelmiştir. Bizim cebimizden alınanlar işverenlere-patronlara, yandaş müteahhitlere teşvik, prim desteği, ‘hazine garantisi’, ve faiz olarak aktarılmaktadır. Bizim cebimizden alınanlarla milyonlar yoksullaşırken, bir avuç şirket şahlanmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayanmayan, eşitsizlikleri artıran bütçede kadınların ekonomik kaynaklara, kamusal hizmetlere, eğitime, sağlığa ve sosyal koruma haklarına eşitsiz erişimi, bakım ve ev içi emeği ile çifte mesaisi bir kez daha göz ardı edilmektedir.
Bizim cebimizden alınanlar, eğitime, sağlığa, sosyal güvenliğe değil silahlanmaya ve iktidarın destek beklediği silah tüccarı devletlere aktarılmaktadır. Bizim cebimizden alınanlar, bir avuç yandaşın aldığı beş rakamlı, üçer beşer maaşa, itibar adı altındaki şatafata, yandaş vakıflara-cemaatlere aktarılmaktadır. Oysa bütçe işçiler, emekçiler, işsizler, emekliler, küçük esnaf, çiftçiler, dar gelirliler, yani bu halkın “geçinemiyoruz” diyen büyük çoğunluğunun nefes alması için kullanılmalıdır. Ücretli kesimlerin omzuna yıkılan vergi yükün hafifletilsin, bütçe gelirleri büyük oranda kar, faiz ve servetin vergilendirilmesine dayansın.

“GELİRDE, VERGİDE ADALET İSTİYORUZ”
Asgari ücret ve bütün ücretlerin asgari ücret kadarı için tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın ve net ödensin. Böylece tüm ücretler yaklaşık 750 lira artırılsın. Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturaları vergi ve kesintiden muaf tutulsun. Dolaylı vergiler düşürülsün, tüm gıda ürünlerinde KDV sıfırlansın. Eğitim, sağlık gibi kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına son verilsin, kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılsın. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine yükseltilsin. Herkese temel gelir güvencesi sağlansın. Toplumsal Cinsiyete Duyarlı bir bütçe hayata geçirilsin. Kısacası bu ülkenin işçileri, emekçileri olarak yarattığımız değerlerin, oluşturduğumuz kaynakların insanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları ve iş güvencesi, parasız kamusal hizmet olarak geri dönmesini istiyoruz. 2022 bütçesi ve asgari ücreti belirlenirken “geçinemiyoruz” diye haykıran milyonları talepleriyle omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz. Bizlere dayatılan satış sözleşmesini ve TÜİK’in manipüle ettiği enflasyon rakamlarını kabul etmiyoruz. Gelirde adalet, vergide adalet istiyoruz.” 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum