Büşra'yı öldürmüştü; Kendini deliliğe vurdu

Mustafapaşa Mahallesi'ndeki 3 katlı binanın 2'nci katındaki evde, 7 Ekim günü yangın çıktı. Evden yükselen dumanları görenlerin ihbarıyla polis, sağlık ve itfaiye ekipleri geldi. Yangını söndüren itfaiye erleri, Büşra Kabataş'ın cansız bedeniyle karşılaştı. İnceleme sonrası Kabataş'ın cenazesi, otopsi için morga götürüldü. Gebze Atatürk Anadolu Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi Kabataş'ın cenazesi toprağa verildi.  Polis ekipleri, yangının Büşra Kabataş'ın öldürülmesinin ardından delilleri karartmak için çıkarıldığını tespit etti. Polis, Kabataş'ı öldüren kişinin, anne Aylin Çetin'e platonik aşk besleyen Taner Yaylacı olduğunu belirledi. Kaçma hazırlığındaki Yaylacı, olaydan sonra Tokat'a gitmeye çalışırken yakalandı. Gözaltına alınan Yaylacı, işlemlerinin ardından ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme’ suçlamasıyla sevk edildiği adliyede tutuklandı. 
Yapılan incelemelerde Taner Yaylacı'nın, olay yerine yanıcı madde, çamaşır ipi, koli bandı ve elektro şok cihazıyla beraber geldiğini tespit etti. Yaylacı'nın uzun süre evin önünde gözlem yaptığını belirleyen polis, katilin anne Aylin Çetin'i öldürmek için geldiği ancak evde karşılaştığı Büşra Kabataş'ı öldürdüğü öğrenildi. Evin kapısında bekleyen Taner Yaylacı'nın, okula gitmek için kapı önünde ayakkabılarını giyen Büşra Kabataş'ı görüp, yakaladığı ardından odasına götürüp bıçakla yaraladıktan sonra boğduğu, üzerine yorgan örtüp, beraberinde getirdiği yanıcı maddeyi üzerine döküp yaktığı belirlendi. Büşra'nın vücudunun çeşitli yerlerinde göğüs bölgesi ağırlıklı olmak üzere 20'den fazla bıçak yarası olduğu ve katilin yangını çıkarmadan önce Büşra'nın saçlarını keserek yere attığı tespit edildi. 

'CEZADAN KURTULMAK İÇİN ÇABA İÇERİSİNDE'
Gebze Atatürk Anadolu Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi Büşra Kabataş'ı canice öldürdükten sonra tutuklanarak Kandıra Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilen Taner Yaylacı, cezaevinde kendisine zarar vererek, bileklerini kesti. Büşra Kabataş’ın ailesinin avukatı Cemal Tınarlıoğlu konuyla ilgili olarak verdiği bilgilerde, Taner Yaylacı'nın akıl sağlığının yerinde olmadığına dair sürekli deli numarası yapma çabasında olduğunu belirterek, "Edindiğimiz bilgilere göre, deli numarası yaparak, ya da delilik hareketlerinde bulunarak kendisini Adli Tıp Kurumu'na sevk ettirerek ceza-i ehliyetinin olmadığına dair rapor almaya çalıştığını öğrendik. Oradaki insanların bize söylediği, sürekli olarak bu yönde taleplerinin olduğu, kendisini sevk ettirmeye çalıştığı konusu var. Ancak, verdiği ifadede olayın şekline baktığımız zaman aklının tamamen yerinde olduğu belli. Sadece cezadan kurtulmak için böyle bir çaba içerisinde olduğunu görüyoruz. Bu anlamda, bizim yetkililerden talebimiz bu tip aldatmacalara inanmamaları. Zaten aldatsa da, Adli Tıp Kurumu'na sevk edilse dahi, hepimiz bu raporun olmayacağını kesinlikle düşünüyoruz. Çünkü aklı başında, verdiği ifadelerde anlattığı bütün olayları detaylandırıyor. Aklı başında olmayan birisinin bu şekilde ifade vermesi, olayları bu şekilde anlatması mümkün değil." dedi.

'DELİLİK ÇABASINA BİR DELİL YARATMAK İÇİN'
Taner Yaylacı'nın cezaevinde intihar etmeye çalıştığı şeklindeki iddiaları da cevaplayan Cemal Tınarlıoğlu, "Zaten özel koruma altında olduğu için, intihar edebileceği, ya da bileklerini kesebileceği bir materyalin elinde bulunması imkansız. Bize göre sadece delilik çabasına bir delil yaratmak için basit bir şekilde bileklerini herhangi bir yere sürterek, kapıya, ya da herhangi bir yere sürterek oluştuğunu düşünüyoruz. Ciddi bir şey olmadığını ve kendisini öldürmeye yönelik bir şey olduğunu düşünmüyoruz." diye konuştu.