Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin Kocaeli Kent Konseyi işbirliğinde hazırladığı YEDEP Projesi kapsamında Kocaeli Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından hayata geçirilen “Kocaeli’nde Yaşayan Rumeli Projesi” kapsamında “Balkan Savaşları’nın 113’üncü Yılı Konferansı” çok büyük bir katılımla gerçekleşti.
Büyükşehir Belediyesi’nin Tramvay Yolu üzerindeki Sivil Toplum Merkezi’nde Perşembe akşamı düzenlenen konferansın açılış konuşmasını Kocaeli Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Hasan Pehlivanoğlu gerçekleştirdi. Başkan Pehlivanoğlu açılış konuşmasında katılımcılara teşekkür ederek, Türk tarihinde bir kırılma noktası olan Balkan Savaşları üzerine ne kadar konuşulsa azdır dedi.
KÖKÜMÜZÜ UNUTMUYOR, SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ
Daha sonra söz alan Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği Genel Başkanı Rafet Ulutürk, Bulgaristan Türkleri’nin bugün yaşadığı sorunlara da yer verdiği konuşmasında. “Tarih, sadece geçmişi anlatmak değil, bugünü anlamak ve geleceğe yön vermektir. Bugün bu salonu doldurup taşıran Balkan Türkleri bir mesaj verdiler. ‘Biz buradayız’ dediler. Kocaeli’deki Rumeli halkı. ‘Kökümüzü unutmuyoruz, sesimizi yükseltiyoruz’ diyor.
Balkanlardan göçen ailelerin torunları, sadece kültürünü yaşatmakla kalmıyor; aynı zamanda artık sorumluluk alıyor. Toplum bilinciyle hareket ediyor, dernekler aracılığıyla kendi kimliğini ve tarihini sahiplendiğini ilan ediyor. Bu bir uyanıştır. Ve bu uyanış, diğer şehirlerdeki tüm Rumeli ve Balkan kökenli STK’lara da örnek olmalıdır.
Geriye sadece şu soruyu bırakıyorum: ‘Hafızanı silersen, sen kimsin?’
Aslında Rumeli sadece bir coğrafya değil, bir duruştur. Mazlumun duasıdır, sürgünün gözyaşıdır, cesaretin sesidir. Ve o ses, artık yeniden yükseliyor. Kocaeli’den tüm Türkiye’ye…” dedi.
TARİHİ UNUTMAMALI GENÇLERİ BİLİNÇLENDİRMELİYİZ
Daha sonra söz alan Türk Konseyi As Başkanı Selçuk Düzgün konuşmasında, Balkan Savaşı gibi acıları tekrar yaşamamak için bugünden tedbir almamız lazım. Gençlerimiz, çocuklarımız kendi tarihini öğrenecek, kendi kahramanlarını tanıyacak, hayali Rambo yerine kendi gerçek kahramanlarının geçmişini bilecek. Er Rayn’ı kurtarmak filmi yerine kendi tarihindeki destanların filmlerinin çekilip yayınlanması lazım.
Türk Milleti son üç yüz yıldır yaşadığı sıkıntıları göçleri bütün bir coğrafyada yaşandı. Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Türkistan’dan Kerkük’e, Kırım’dan Kıbrıs’a kadar milyonlarca kilometrekarede yaşanan acıları asla unutmamalı ve bir daha o acıları yaşamamak için bilinçli bir gençlik yetiştirmeliyiz” dedi.
1. BALKAN SAVAŞI İHANETLER SİLSİLESİDİR
VİSSAM (Vizyon Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Alptekin Cevherli ise Balkan Savaşları konulu tarihi gazete karikatürleri ve tarihi fotoğraflardan oluşan slaytlarla destekli konuşmasında Balkan Savaşları aslında bir ihanetler silsilesidir dedi. VİSSAM Başkanı Cevherli, “1. Balkan Savaşı’nın hemen öncesinde Ermeni asıllı Osmanlı Dış İşleri Bakanı’nın (Gabriel Noradunkyan) İstanbul’a vermiş olduğu raporda ‘Balkan Yarımadası çok sakin, savaş ihtimali yok, orduyu terhis ederek ekonomiyi canlandırabiliriz’ özetindeki ifadeleri sonucu 78 bin asker terhis edilmiş. Dahası Sırbistan’ın Batı Avrupa’dan aldığı silah ve toplar o zamanlar Türk toprağı olan Selânik Limanı üzerinden yurda sokularak yine Türk toprağı olan Makedonya üzerinden tren yolu ile Sırbistan’a gitmesine izin verilmiştir. Ayrıca döneminin en güçlü donanmalarından birisine ve teçhizat yönünden daha dün denilebilecek bir zaman önce kurulmuş olan Balkan Devletçiklerine göre süper güç durumunda olan Osmanlı Kara ve Deniz Kuvvetleri sadece Balkan yarımadasını kaybetmekle kalmamış aynı zamanda Ege Adalarını’da koruyamayarak kendisinden daha güçsüz ve yetersiz Yunan donanması karşısında bırakmak zorunda kalmıştır.
Daha sonra bu Gabriel Paşa Lozan Antlaşması’nda karşımıza Ermenistan temsilcisi olarak gelecektir” dedi.
BALKANLAR’DA TÜRKLER AZINLIĞA DÜŞÜRÜLDÜ
VİSSAM Başkanı Cevherli kendi ailesinden dedelerinin aktardığı bazı tarihi gerçeklerle ve fotoğraflarla desteklediği konuşmasında lojistik anlamında, seferberlik anlamında ve liyakat anlamında düzeni bozulmuş olan ordunun fiilen 50 günde yüzlrce yılda fethedilen toprakları kaybederek Bulgar ordularının İstanbul’un Çatalca ilçesinde kurulan son savunma hattında ancak durdurulabildiğini söyledi. Bu arada 1,5 milyon Rumeli-Balkan Türkü’nün ya savaş meydanlarında ya da işgal edilen Manastır gibi Türk şehirlerinde soykırıma tabi tutularak yok edildiğini aktardı. Hatta Manastır önünde şehre giremeyen Sırp ordusu Rusları desteği ile uçaklarla içi kimyasal dolu Varil bombaları atarak Manastır’da soykırımı yapmıştı, bunu belgeleyen bir Fransız gazeteci, Manastır’ın düşmesi aynı zamanda dünyadaki ilk kimyasal savaştır demiştir. Başkan Cevherli, 1 milyondan fazla Balkan Türkü’nün muhacir olarak Anadolu’ya kaçabildiğini ifade etti. Böylece Balkan Yarımadası’nda nüfusun çoğunluğunu oluşturan Türklerin, bir kaç ay içerisinde azınlık durumuna düşürüldüğüne dikkat çekti. Ancak bütün bunlara rağmen hâlâ İstanbul – Tiran Denizi arasında kalan bölgede bugün bile Müslüman - Türk nüfusun çok ciddi sayıda olduğunu hatırlatarak bunlarla iletişimin koparılmamasına ve Pomak, Torbeş, Arnavut, Boşnak vb. söylemlerle bölünmemesinin önemini vurguladı.
Konferans, konuşmacılara plaket takdimi ve katılımcılarla aile fotoğrafı çekilmesiyle sona erdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: