Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

TOPRAKTA OYNARDIK,BETONA ÇAKILDIK...

Bizim kuşağın anaları genellikle ev hanımı babaları çalışandı. Çoğu üniversite mezunu değildi belki de çok azı üniversiteye gitmiştir. Yaşamları köy toplumu,kültürü;toprak ve doğa,hayvan ,açık ve temiz hava,saģlıklı organik besin ürünleri ile ana-babalığa erişmis aile büyüklerimiz.Anamın sütü de temizdi.

TOPRAKTA OYNARDIK,BETONA ÇAKILDIK...
22 Ekim 2019 - 20:43

İnsan,topraktır ve özü ile doğadır.
Dünya'nın yüzde yetmişi su, insanın da.
Fakirdik,zengindik önemli olan geniş toprak sahalarda çocuksu hatta orta genç,gençkken dahi soluksuz oyunlarımızı temiz ve açık havada soluyarak soluksuz kalana dek enerjimizi tüketir ,birlikte oynamanın hazzını yaşardık.
Bizim kuşakta da oyunda küserdik ,
mızmızlanırdık kavga ederdik , döner barışırdık.
Problem çözme becerisi demek ki (o zaman bu terimi bilmesek de) duygularımızdan, düşünceye ve pozitif diyaloga dönüşüyormuş.
Kendi işimizi kendimizin yapma ,çözme hali.
Anne -babalarımız sorunlarımıza müdahil olmazdı.Bizde de zaten şikayet etme kültürü hemen hemen yoktu.
Buna "ispiyonculuk,muhbirlik denir"ayıplanırdı.
Şimdi ise ana-babalar neredeyse çocukta bu yaklaşımı temellendiriyor. Ve çocuğun problem çòzme becerisine fırsat vermiyor ki bir çok konuda olduğu gibi.
Bizim kuşağın anaları genellikle ev hanımı babaları çalışandı. Çoğu üniversite mezunu değildi belki de çok azı üniversiteye gitmiştir.
Yaşamları köy toplumu,kültürü;toprak ve doğa,hayvan ,açık ve temiz hava,saģlıklı organik besin ürünleri ile ana-babalığa erişmis aile büyüklerimiz.Anamın sütü de temizdi. Şimdilerde tartışılan (GDO lu beslenme sonucu)ana sütünden kimyasal aktarılma şansı yoktu çocuğa...
Velhasıl; temiz doğanın,havanın,çevrenin kirlenmemiş çocukları olan ebeveynlerimiz maalesef bize böyle bir dünya bırakamadılar.
Çünkü tarım toplumundan sanayi ve makineleşmiş topluma seri üretimlere dönüşen sistem kendi insan tipini oluşturdu..
Üretme... Tüket...
Düşünme ...Boşver...
Hayatını yaşa...Sana ne başkasından...
Aman sende bir daha mı gelecen ...

Ve betonlaştık..
Açık havadan,doğadan uzaklaştık.
Oysa doğa insandı.
Ve insanlığımızdan uzaklaşır olduk.

Parklarda plastik oyuncaklar,
Zemini tartan pist kauçuk.
Kimyasalar soluyor çocuklar ,
Modernizm adına ağzı açık.

Beğenmediğimiz ,çoğu zaman hakir gòrdüğümüz ve sonra da ne varsa yine Anadolu'da var deyip övündüğümüz köy yaşamına ve doğallığına hasret yaşar olduk.

Çocuklar temiz havadan mahrum,kentsel yaşamın süslü binalarının hava kirliliği içinde boģulur oldu.
Sokakta,parkta,doğada oyun oynamaktan mahrum yetişen çocuklarımız dijital oyunlarda ekran oyunlarının mahkumu oldular.
Ağlarken cep telefonu verip susturduğumuz çocukları, bilgisayarlarını elinden alınarak cezalandıran olduk.

Yeşil alan yok edilip ,temiz hava el birliği ile zehirlenerek ,evlere mahkum olan çocuklar;
can- cana,insan-insana muhabbetten yoksun yetişip okullu oldular.
Stresli çocuk,sinirli çocuk,sorumluluklarından arınmış çocuk ,her dediği yapılan çocuk,hayattan,çevreden,doğadan izole edilen çocuk,her şeyi şikayet eden cocuk,akran zorbalığı yaratan çocuk,duygudaşlıkta sorunlu çocuk,yemek seçen fast food alışkanlıklı çocuk,dikkat eksikliği olan çocuk,her şeye muhalefet olmayı özgürlük belleyen çocuk,
araç gerecini unutan çocuk(nasılsa aile gelir alır),okul dışı zaman planması yapamayan, sistemli çalışmayan çocuk,öğrenme hevesinden uzak çocuk....
Bütün bu tespitleri ,çocukları yetiştiren çocuk anne-babalar ile ilişkili çevreleyenler el birliği ile oluşturdu.
Çocuklar, çocuk doğası dışında bırakıldılar.
Doğa özgürlük,
Doğa çeşitlilik,
Doğa yaşamdı.
Kaş yapalım derken göz çıkardık maalesef..

Biyolojik insan üzerine pazar-piyasa ilişkisini kuran kapitalizm, teknolojik modernizm ile düne gòre ilerici hamle olarak idrak edilse de hırs,ihtiras,kar fikri ile insanlığın doğal değerlerini yok etmektedir.
Bunun en genel olumsuz sonuçlarını günümüz çocukları yaşamaktadır.
800 yıl öncesi Mevlana,Şeyh Edebali,
Şeyh Bedreddin,Yunus Emre,Karacaoğlan,
Hacı Bektaşi Veli,Pir Sultan gibi ve yeni bilgelerimizi,bilginlerimizi doğru kavrayıp insanı bütüncül ele alarak yetiştirmeliyiz.

İnsan ,nefsine hakim olmalıdır.
İnsan, herkese edepli davranmalıdır.
İnsan ,önce ben değil insanlık demelidir.
İnsan ,aile birliği ve dirliğinin kıymetini bilmelidir.
İnsan olmanın zor bir süreç olduğu bilinci ile her yeni güne şükür duygusu içinde bu gün kendime yeni değerler katmalı ve insanlığa hizmet etmeliyim demelidir.
İnsan,anasını atasını saymalı sevmelidir.
İnsan ;yurdunu, ulusunu sevmeli; onurlu bir yurttaş olmanın hizmetinde olmalıdır.
İnsan ,okumalıdır.
İnsan ,sadece yiyen,içen,gezip ,eğlenen biyolojik boş teneke olmamalıdır.
İnsan olmak; onurlu,dürüst,çalışkan,uyumlu,barışçıl,sevgi dolu ,tüm insanlığın dostu olmaktır.
İnsan olmak ;temiz ,düzenli, sorumlu ,
hakkını koruyan, başkalarının da hakkına hukukuna saygılı olmaktır.

Açık ve temiz havada, oyun içinde ,
doğa ile içiçe eğitim -öğretim süreci ,
sevgi temelli ,saygı içerikli olarak
mutlaka temel alınmalıdır.