Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Tarihte Darıca… ''Kaza olmak istiyoruz!''

Gazetemizin Araştırmacı - Yazarı Mutlu Kerem Kolcuoğlu'nun harika kitabı 'Karye-i Darıca'dan Darıca ilçesine...' kitabından önemli bölümleri sizlerle buluşturmayı sürdürüyoruz

Tarihte Darıca… ''Kaza olmak istiyoruz!''
10 Mayıs 2021 - 09:28 - Güncelleme: 12 Mayıs 2021 - 14:20

123 yıl önce bir Osmanlı köyünde halkın dinsel ve etnik eksende kutuplaştığı milliyetçi duyguların her iki toplum adına tavan yaptığı ve cemaatilerin kendi mahallelerine çekildiği dönemde bu iki toplumu bir araya getiren tek konu köylerinin kaza statüsüne çıkarılması meselesiydi. 

1877-78 yıllarında Dobruca ve Bulgaristan'dan ayrılan bir grup Tatar, İzmit, Bandırma, İnegöl ve Eskişehir'e geldi. Bu Tatarlardan azımsanmayacak bir grup Darıca'ya iskan edildi. Bu göç sonrası Danca nüfusunda belirgin bir artış olmuş ve ticari aktivite gözle görülür düzeyde artmıştı. Böylece Devlet hizmetlerinin halkın talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda Osmanlı Karyesi (köyü) 4290 kişilik nüfusuyla bağlı olduğu Gekbuze merkez kazasnın sahip olduğu 2500 kişilik nüfusla büyük bir tezat oluşturmaktaydı. Cürmümeşhut olaylarında veya acil doktor ihtiyacmda kalan Gekbuzeliler bile doktor ihtiyaçlarını Darıca Köyü'nden karşılıyorlardı. Darıca halkı öncelikle köyün sahip olduğu nüfus yoğunluğunun dışında kaza olmayı fazlasıyla zorlayan iktisadi refah düzeyi köy halkını kasaba nimetlerinden haklı olarak yararlanma isteğine itmiş ve böylece Desaadet'e verdikleri toplu dilekçeyle meramlarını bu yönde dile getirmişlerdi. 

1884 yılında Daıca halkının Dersaadet'e verdiği toplu dilekçe Bab-ı Ali tarafından detaylı bir şekilde incelendi. Sadaret'ten Darıca'ya gönderilen Mülkiye müfettişleri, işe, hane ve nüfus tespiti yaparak başladılar. Aynı tarihte Darıca'da 782 hanede 4 bin 290 nüfus mevcuttu. Mevcut nüfus ve mesken sayısı itibariyle Darıca Karyesi'nin kaymakamlık statüsüne çıkarılması olanak dahilindeydi. Mamafıh köyün, kaymakamlığa dönüştüürlmesi halinde gerekli ödeneğin 100 bin kuruş gibi yüksek bir meblağ olduğu, bu meblağın Darıcalılar tarafından karşılanacağı, Dersaadet'e verilen dilekçede belirtilmiş olsa da köyün 3 yıllık vergi gelirinin 95 kuruş civarında kaldığı bu meblağın Kaymakamlık Makamının tesisi için yeterli meblağ olmadığı bildiriliyordu. Köylerinde sadece bir teğmen ve 2 jandarmadan başka güvenlik gücünün bulunmadığı, zabıtaya ait işlerin çorbacılar tarafından yürütülmesinin sıkıntıları tespit edildiğinden Darıca'da en az 15 jandarmanın bulundurulması uygun görüldü. Darıca Karyesi, Gekbuze Kazası'na 1,5 saat mesafede, tren istasyonu mevkisine yakın bir mesafede olup, Gekbuze'ye olan yakınlığından dolayı, tüm zamanlarda hep bu kasabaya bağlı bir köy olarak teşkilatlandırılmıştı. Bu duruma rağmen köyün yakın çevresinde kaza oluşturulacak diğer köylerin olmayışı ve kaymakamlık teşkili için gerekli gelirlerinin yetersizliği köyün kaza statüsüne çıkarılması için engel teşkil ediyordu. 

Bu durumarağmen Dersadet, Darıca halkının Kaymakamlık talebini geri çevirirken, halkın bu haklı talebi karşısında bir nebe de olsa gönlünü almak adına olsa gerek, Nahiye (Bucak) statüsüne çıkarılmasına karar verdi. 1864 yılında çıkarılan Vilayetler Nizamnamesi'nde nahiye yapılandırılması mülki idare olarak zikredilmişsse de 1871 yılında çıkarılan nizamnamede bu yapılandırma ayrıntılı olarak ifade ediliyordu. Batı'nın da dayatmasıyla çıkarılan bu yasa gereği nahiye müdürlerinin seçimle iş başına getirilmesi istenmişse de Osmanlı idaresi nahiye müdürlerinin atamayla göreve getirilmesini uygun görmüştü. Kaymakamların uygun gördüğü, sabıkası olmayan, 25 yaşını doldurmuş, okur-yazar herkesin nahiye müdürü olabileceği Nahiyeler Nizamnamesinde ifade ediliyordu. Nahiye müdürünün mülki ve kolluk görevleri dışında mali sorumluluğu da vardı. Nahiye Meclisi'nin kararları, ancak Mutasarrıf nezdindeki İdare Meclisi tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girebilecekti. Darıca'yı yönetmeye muktedir bir nahiye müdürünün atanması ve nahiyenin asayişini sağlayacak yeterli miktarda jandarma gücünün tesis edilmesi karara bağlandı. 

30 Eylül Çarşamba 1885 (20 Zilhecce 1302) tarihinde 'Şura-yı Devlet' (Danıştay) kararıyla bir sahil köyü iken üçüncü Sınıf Nahiye" (Nahiye-i halis) statüsüne çıkarılan Darıca'ya, 500 lira aylık maaşla Hakkı Efendi Nahiye Müdürü olarak atandı. Darıca'ya Nahiye teşkilinin kurulmasından hemen sonra asayiş zafiyetinin ortadan kaldırılması için Üsküdar Mutasarrıflığı'na bağlı bir Jandarma Karakolu kuruldu. Nahiye Konağı'nın kirasının Darıca Belediye gelirlerindne ödenmesi karara bağlandı. Bu arada aynı tarihte üçüncü sınıf kaza olan Gekbuze Kazası ikinci sınıf kaza (sınıfı sani) statüsüne çıkarıldı. Böylece Darıca'nın kaza olma hayali başka bir yüzyılda başka bir bahara kalmıştı. 1990'lı yıllardan sonra Darıca, aldığı iç göç neticesinde büyük bir nüfus artışıyla karşı karşıya kalacak, kaza olmak adına Dancalıların mücadeleleri bazen siyasilerin patronaj ilişkilerinin kurbanı olacak, bu duruma rağmen 2008 yılında Darıca Beldesi ilçe statüsüne çıkarılacak ve böylece Türkiye'de 123 yıl gibi bir süre ilçe olmayı bekleyen ender köylerden biri ilçe statüsüne çıkarılmanın haklı gururunu yaşayacaktı. 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum