Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Artık herşey ortaya çıkacak!

1994 ve 2004 yılları arasında 2 dönem Belediye Başkanlığı yapan ve Eylül 2007’de hayatını kaybeden Ahmet Penbegüllü’nün 13 ay cezaevinde yatmasına, ağır işkencelere maruz kalmasına neden olan ve bu güne kadar hiçbir yerde yayımlanmayan belge ve bilgileri Damga Gazetesi gün ışığına çıkarıyor…

Artık herşey ortaya çıkacak!
06 Kasım 2013 - 12:32
Dönemin İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın oluru ile dönemin mülkiye müfettişi Candan Eren, ön soruşturma başlatmış ve Ahmet Penbegüllü ile birlikte yardımcıları, müdürleri ve çalışanlardan oluşan 21 kişi, 24 Nisan 2001 tarihinde göz altına alınmışlardı. Devlet Güvenlik Mahkemesi, Cumhuriyet Savcılığı’nın 09.07.2001 tarih ve 2001/840 Esas Sayılı iddianameye göre Penbegüllü’nün ‘Siyasi ve sosyal bir görüşten kaynaklanan amaç ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturduğu ve teşekkülü yönettiği, görevini kötüye kullandığı, cebri irtikap ve ikna yoluyla irtikap, ihaleye fesat karıştırdığı, rüşvet aldığı, özel evrakta sahtecilik, dolandırıcılık ve zimmet’ suçlarını işlediği iddia edilmişti.  
Dönemin İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü Başkomiseri Ahmet İhtiyaroğlu, İstabul Organize Suçlar Şube Müdürlüğünde görevli Komiser Yard. Alper Özdemir, İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğünde görevli Komiser Yard. Metin Rakipoğlu tarafından aylarca sorguya çekilen Ahmet Penbegüllü, suçsuzluğunu ıspat edip serbest kaldıktan sonra yakın çevresine bu sorgulamalarda korkunç işkencelere maruz kaldığını anlatmış ve bazı çalışma arkadaşları ile kimi isimlerin kendisine iftira attığını ileri sürmüştü.
Kimi belediye çalışanları, eski başkanlar, bazı gazeteciler ve Gebze’nin kimi ileri gelenlerinin Gebze eski Belediye Başkanı Ahmet  Penbegüllü’nün ağır işkenceler görmesine ve 13 ay cezaevinde yatmasına neden oldukları mahkeme ifadelerine sadece Damga Gazetesi ulaştı.
28 Şubat sürecinin ve Derin Devlet’in Gebze’deki ayağını gün ışığına çıkartacak bu yazı dizisinde, aynı davada yargılanan ve Ahmet Penbegüllü aleyhinde ifade veren aynı dönemin Temizlik İşleri Müdürü olan, dönemin Gebze Güreş İhtisas Kulübü’nün Muhasip üyesi de olan Hasan Payyu’nun sanık olarak verdiği ifadeyi noktasına ve virgülüne dokunmadan aynen yayımlıyoruz;
 
İSTANBUL DEVLET GÜVENLİK MAHKEMESİ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
HAZIRLIK NO : 2000/2201
 
Organize Suçlar Şube Müdürlüğü 
23.04.2001 günü Saat: 11.30
Sanık; HASAN PAYYU  
İfadeyi alan;  Serdal AKÇA
 
SUCU ANLATILDI SAVUNMASI SORULDU :
Aynı suçlardan soruşturma gören ve sanık olarak ifade veren dönemin Gebze Belediyesi müdürlerinden Hasan Payyu’nun ifadeleri;
 
Bağış yapanlara makbuz verildiğini görmedim
Ben Gebze belediyesi temizlik işleri müdürü olarak görev yapmaktayım. Gebze güreş ihtisas kulübünün de muhasip asıl yönetim kurulu üyesiyim.
Ben 23.04.2001 tarihinde emniyette verdiğim ifadem de belirttiğim gibi, Güreş ihtisas kulübüne kimlerin bağış yapacağı, bağışın tutarı ile ilgili benim hiçbir bilgim yoktur, bağışı belediye başkanı  ve kulüp başkanı  tespit eder . Paralar bunlar tarafından alınır. Bana haber verilir. Ben gider parayı kulüp başkanımdan alırım. Makbuzu da kesiyorum. Bir nüshasını kulüp başkanına veriyorum. Ve defterlere işliyorum.. Daha doğrusu tüm defterler kulüp başkanında olduğu için kulüp başkanı bunları işliyor. Parayı kulüp başkanından aldığım zaman bağış yapanlar genelde başkanın yanında bulunmuyorlar . Ben kulüp başkanı Arif Alpaydın' ın makbuzları bağış sahiplerine verdiğini görmedim. Ne yaptığını bilmiyorum. Gebze ilçe sakinlerinden Oğuz Kafkaslı  isimli bir şahısın şuyulandırma ile ilgili olarak kulübümüze 800 milyon TL (Eski parayla) . civarında bağış yapmış görünüyor , bununla ilgili makbuzdaki imza bana ait değil, imzayı Arif Alpaydın atmıştır. Kaşe ondadır. Başkası atamaz. Bunun için kendisi ile tartışmıştım’’ Dedi.
SORULDU ; Gebze Belediyesi olarak ilçede şuyulandırma adı altında usulsüzlükler yapıldığı, Gebzespor kulübüne bağış adı altında para toplandığı tespit edilmiş ve olayla ilgili İstanbul DGM C.Başsavcılığı nezdinde. yürütülmekte olan soruşturma kapsamında 17.04.2001 günü Gebze ilçesinde. başlatılan operasyonlarda yakalandınız. Gebze ilçesinde şuyulandırma, spor faaliyetlerine yardım adı altında toplanan paralarla ilgili öz geçmişinizden  başlamak suretiyle ayrıntılı olarak ifadenizi veriniz.
 
Kulüp adına para almaya yetkiliydim
Ben yukarıda açık adresini verdiğim yerde kiracı olarak ikamet ederim ve Gebze Belediyesinde 1994 yılından itibaren sırasıyla; Hesap işleri, Mezarlıklar ve en son çevre koruma ve Temizlik işleri Müdürü olarak çalışmaktayım. 
Ben (Haşan PAYYU) ilkokulu memleketim olan Muş ili Bulanık ilçesinde Kültür mahallesinde bulunan Kültür ilkokulunda bitirdim. Sivas İmam lisesinin ona ve lise kısmını bitirdim. 1975 yılında Sivas Temel Tepede de bulunan askeri Birliğe Piyade askeri oldum, iki ay eğitim gördükten sonra böbrek ameliyatı geçirdim ve aynı birlikten terhis edildim. Kırıkkale ili halkından Saime BİÇER ile evlendim ve bu evliliğimizden İlknur, Bahadır, Abdulkadir isimli üç tane çocuğumuz oldu. 1976 yılında memuriyet sınavına girdim ve kazanarak Kocaeli İş ve İşçi Bulma Kurumuna memur oldum, 1977. yılında Tarım Bakanlığı Çayırova Ziraat Okuluna geçiş yaptım. 1994 yılında da Gebze Belediyesine Hesap İşleri Müdürü olarak geçiş yaptım ve halen aynı belediye de görev yaparım. 1995 yılında Gebze Güreş İhtisas Kulübünün yönetimine seçildim, 7-8 ay öncesine kadar bu görevi yürüttüm ve 8 ay kadar önce ayrıldım. O zamanlar Güreş İhtisas kulübü adına para almaya Kaymakamlık taralından yetkili olarak atanmıştım. Bağış makbuzlarına benim kaşem basılıyordu.
 
Penbegüllü’nün yanına aldıklarını iyi konuma getirdiğini görünce iş teklifini kabül ettim
Ben 1994 yılında Tarım Bakanlığı Çayırova Ziraat Okulunda görevli iken 1994 yılı yerel seçimlerinde Gebze Belediye Başkanlığına o zamanki ismiyle Refah Partisi adayı Ahmet PENBEGÜLLÜ kazandı ve Belediye Başkanı oldu, Ben Ahmet PENBEGÜLLÜ'yü 1992 veya 1993 yıllarında aynı fikir yapısına sahip olduğumuz o zamanki ismiyle Refah Partisinden İl Daimi Encümen üyesi olan Mustafa DEMİRHAN aracılığı ile Ahmet  PENBEGÜLLÜ ile tanışmıştım. Ahmet PENBEGÜLLÜ Belediye Başkanı  seçildikten sonra Belediye içerisinde kendi kadrosunu kuruyordu. Bu kadroyu kurarken birlikte oldukları Mustafa DEMİRHAN ile birlikte İken Mustafa beni Belediyeye almasını önermiş ve Ahmet PENBEGÜLLÜ de bana haber gönderdi, önceleri tereddüt ettim ancak daha sonra Ahmet PENBEGÜLLÜ yanına aldıklarını iyi konumlara getirdiğini görünce yanına giderek bu teklifi kabul ettiğimi söyledim. Daha sonra prosedür gereği bir dilekçe bağlı bulunduğum Bakanlık makamına ve bir dilekçe de Belediye Başkanlığına yazarak verdik ve bir süre sonra gelen uyundur cevabıyla 05.05.1994 yılında seçimlerden 2 ay kadar sonra Belediyede işe başladım. 13-14 ay süreyle burada çalıştım. 1995 yılının Haziran ayı içerisinde beni bu görevden alarak Mezarlıklar Müdürlüğüne verdi. Mezarlıklar Müdürlüğünde ise 2000 yılının Mart aylarına kadar çalıştım. Bu tarihten sonra da bu zamana kadar Çevre Koruma Temizlik İşleri Müdürü olarak görev yapmaktayım. 
 
Müslümanlar veya gönül bağı olanlar belediyede sorumlu yerlere getiriliyordu
Benim  Hesap İşleri Müdürlüğünden alınmamın sebebi ise Belediye Başkanı ile aynı partinin Meclis üyelerinden İbrahim ÇİÇEK ve Ahmet DEMİRHAN ile Belediye Başkanının getirmiş olduğu Hüseyin GÖKÇE isimli Başkan Yardımcısını görevden alması için baskı yapıyorlardı, Belediye Başkanı da görev den almıyordu bu nedenle Meclis üyeleri 1995 yılı Faaliyet Raporunu onaylamayacaklarını söylemişler benim de bu şahıslarla samimi olmam nedeniyle görüşüp ikna etmemi istedi ben de ikna edemeyince Belediye Başkanı kızdı ve beni görevden aldı. Başka şekilde meclis üyelerini ikna etti.
Benim gibi bu şekilde fikir olarak Belediye Başkanı ve yönetimiyle aynı fikirde olan çok sayıda şahıs Belediyede gerek yatay geçişle ve gerekse dışarıdan alınarak göreve başladı. 
Bunlardan daha başka gelen sonra ayrılan veya ayrılmayan daha çok görevli vardır. Bunları kadro kurmak ve adamlarını sorumlu yerlere getirmek ve siyasi İle kendi dünya görüşlerine paralel olan kişileri getirilmiştir. Biz bunlara Müslümanlar veya gönül bağı olanlar deriz. Gelen bu görevliler vasıfları tutsun veya tutmasın hepsi çalıştığı birimlerde yetkili kılınmıştır. Eski yönetimden sadece İtfaiye Müdürü olan şahıs görevinde bırakılmış, ancak sonradan o da görevden alındı, Trafik Eğitim Müdürlüğüne verildi. O tarihlerde yasalar bu değişikliklere müsaitti, eski yönetimin müdür veya yetkili adamları, önce yetkililikten alındı sonra baskı ve zorlamalar ile başka birimlere yatay geçiş yaptılar, bu duruma da zorlandılar. Bunu yapan Belediye başkanı ve göreve getirdiği saydığım yetkili adamları yaptı. Amaç kendi görüşünde olanları getirmek ve kendi görüşünde olanlara kazandırmak, bu uygulamalar ihaleler içinde yapıldı. Ben bile bunları görünce memnuniyetsizliğim oluştu.
YARIN:  Yazının devamı;  İhaleleri Marmara Uzmanlar’a vermek için fesat karıştırıyorlardı