İLETİŞİM - İLETİŞİM TÜRLERİ
DEĞERLİ KATILIMCILAR ; Hepinizi saygı ile selamlıyorum.
Bugünkü konumuz,dünümüzün de yarınımızın da en önemli konu başlığıdır. Çünkü insanın önce kendisiyle ve yaşamının paydaşları ile varoluşunu iletişimi sağlıyor.Böylesi önemli bir konuyu birlikte değerlendirip, görüşlerimizi paylaşarak, birbirimize değer katmak amacıyla bir aradayız. Davetiniz için teşekkür ederim.
Yaşam yolculuğumuzda her yeni günde ,yeni bilgilere ihtiyaç duymaktayız.Yeni bilgilerle gelişimimize ileri boyut kazandırabiliriz.Öğrendiklerimiz bugüne varışımıza temel olsa da öğretilmiş veya öğrenilmiş bilgiler gün gelip yeterli olmayabilir. Öğrendiklerimiz geçmişte kalmaktadır.Bildiklerimiz geleceğe yetmezlik taşıyabilir.
Bir başka deyimle dünün güneşi ile bugünün çamaşırını kurutamayız.Bilgi olmadan da elbette yaşanmıyor.Yaşanan hayatın zorluklarını bilgi birikimimizle aşabilmek için her birimiz emekle yaşam yolculuğundayız. Fakat yaşamın sınırlı kalmaması için bilgi sınırlı olmamalıdır. Denir ya bir şey biliyorum o da hiçbir şey bilmediğimdir. Buradaki hiçlik ifadesi aslında ehilliktir,bilgelik yaklaşımıdır ki sürekli öğrenme yolculuğuna yol verir. Gerçek ise yolları olmayan bir dünyadır.
Bireysel bilinçlilikteki dönüşümlerle toplumda köklü değişimler olabilir. Zihin aslında bireyi koşullandırır,biçimlendirir. Her türlü bilginin/kültürün etkisinde kalır.Geçmişin bir sonucu olarak ortaya çıkan deneyimler yüklenebilir zihnimiz. Zihin dediğimiz de insanın anlayış,kavrayış ve algılama yetisidir.
İnsan,düşünceyi koşullandıran tüm etkilerden uzaklaşmaya yetkindir. Sahip olduğumuz düşünce ;zihnimizi etkiler. Düşünce,sahip olduğumuz bilginin tepkisidir. Kendinin bilgisine sahip olan zihin öğrenir. Edinilen bilgiyi kendisine uygulayan ve bunun kendisinin bilgisi olduğunu düşünen zihin ise biriktirir.Biriktiren zihin öğrenemez. Kişi gündelik yaşamda ya ds durumlarda farkında olmadan çoğu anıları kısa süreli belleğe aktarır.Bu durum bilinçaltı dediğimiz kavramı oluşturur. Bilinçaltınız doluysa yeni öğrenmeler bilincinizde yer bulamayabilir. Onun için zaman zaman kişilik bahçemizi temizleyip ayrık otlarını koparıp atarak,yeni güllerin açmasına alan yaratmalıyız.
Bilinmelidir ki yaşadığımız üzüntü,korku,endişe,sevinç memnuniyet vb. alışkanlıklar gibi tüm duygular/deneyimler/düşünülmeden yapılan eylemler bilinçaltı tarafından kaydedilir. Kaydedilenlerin hangileri bireyin gelişimine engel ise onu terk etmelidir ki yeni öğrenmeler gerçekleşsin. Biliriz ki bilinç ise kişiyi kişi yapan şeydir.Kendisini,çevresini,olup biteni tanıma,algılama, kavrama fark etme yetisidir bilinç.
Kendimize sormalıyız : Öğreniyor muyuz yoksa bilgiyi biriktiriyor muyuz?Öğrenmek için ;BİLMİYORUM/ÖĞRENMEK İSTİYORUM diyen zihin gerekir. Çünkü öğrenmeyi öğrenenler gelişirler.Öğrenmekte olan birey alçak gönüllüdür. Diyor ya Yunus Emre : İlim ilkim bilmektir.İlim kendin bilmektir. Sen kendini bilmez isen /Ya nice okumaktır. Ve insanın okuyacağı en kıymetli kiyap ise KENDİSİDİR… der Mevlana.
Zihinsel birikimimiz hayata dair ;siyasal/sosyal/kültürel/eğitsel/sanatsal bakış açımızı da etkiler ve döner o birikimlerimiz de zihnimizi etkiler. Davranışlarımız,söylemlerimiz zihnimizin nasıl çalıştığını gösterir. Zihin ,kendi anlamadıkça özgürlük yoktur.Gerekli olan ise içtenliktir.
Alçakgönüllülük/dikkat/içtenlik/sorgulama biriktirmeyen zihin; yani YALIN ZİHİNDİR…O halde zihnimizi nasıl kullanacağız? Bunun için de ; İLETİŞİM ve İLETİŞİMİN NİTELİĞİ/KALİTESİ çok önemlidir. Peki o zaman kısaca İLETİŞİM NEDİR? Kişiler arasında duygu,düşünce,bilgi,haberlerin her türlü biçim ve yolla karşılıklı olarak aktarılmasıdır. Yani bir göndericisi bir de alıcısı olan süreçtir. İletişim,kişilerin birbirini anlamasıdır.İletişim;iletilmek istenen bilginin hem gönderici hem de alıcı tarafından anlaşıldığı ortamda BİLGİNİN BİR GÖNDERİCİDEN BİR ALICIYA AKTARILMA sürecidir.karşılıklı etkileşim sürecidir.
Burada özellikle dikkat edilmesi gereken ilişki ile iletişim birbirine karıştırmamak gerekir. İlişki iki yada daha çok şey arasındaki karşılıklı ilgi,bağ;dostluk,yakınlıktır. İletişim ise duygu ve düşüncelerin akla uygun şekilde başkalarına aktarılması ,bildirim/geri bildirim karşılıklı etkileşimi kapsar.
İnsan,kendi veya başkaları hakkında her şeyi bilebilir mi? Kendi hakkında bilmediği ama başkalarının bildiği şeyler olabilir mi? İnsanı tanımanın ve anlamanın sınırları nelerdir? Bir insanı bütünüyle anlaya bilir misiniz?
Bütün bu ve benzeri sorulara iletişim donanımlarımızla yanıt arar yanıt vermeye çalışırız. İLETİŞİM TÜRLERİ : Sözlü iletişim : Konuşarak gerçekleştirdiğimiz iletişimdir.Dilimiz ve ses tonumuz önemlidir. Sözsüz İletişim : Jestler,mimikler,dilsel olmayan işaretlerle iletişimdir. Yüzümüzdeki ifade,el ve vücut hareketlerimiz, vücudumuzun duruşu,göz temasımız önemli yer tutar. Yazılı İletişim : Sözcüklerin yazılı biçimde kullanılması,iletilen bilgilerle olan iletişimdir./ Görsel iletişim :Videolar,ekran görüntüleri,reklamcılık,animasyon, vb. yollarla kurulan iletişimdir.
SAĞLIKLI İLETİŞİM KURMANIN TEMEL DOĞRULARI :
Doğal olmak/Kabul etmek /Saygılı olmak /Empati kurmak / Tutarlı olmak /Güven verici olmak / Yargılayıcı olmamaktır.
ETKİLİ İLETİŞİM : Etkili iletişimin en önemli kuralı dinlemektir. Karşımızdaki kişiye dikkatinizi verin.Onu içten,sözünü kesmeden, yargılamadan dinleyin. Söyleyeni ve söyleneni anlamaya çalışın. ETKİN DİNLEMEK:Karşı tarafın size güvenmesini,saygı duymasını sağlar. Önce güven verin,pozitif olun,saygı duyun,konuşmak için sıranızı bekleyin,soru sorun,empatik olun. MEVLANA Der ki : ”NE SÖYLERSEN SÖYLE ,SÖYLEDİĞİN KARŞINDAKİNİN ANLADIĞI KADARDIR.” Konuştuğun,kime konuştuğun(muhatap kitle)hangi üslupla konuşacağın önemlidir. ANLAMANIN : % 7 ‘Sİ KONUŞULAN KELİMELERLE % 38’İ SES TONUYLA % 55’İ BEDEN DİLİYLE iletildiği bilinir.
İLETİŞİM EKSİKLERİ /HATALARIMIZ : Karşıdakini etkin dinlememek.Konuşurken karşımızdakine değil kendimize odaklanmak.Söz kesmek.Konudan konuya atlamak.Çok konuşmak,boş konuşmak vb. Bireyin yaşadığı iletişimsizlik;mutsuzluğa,depresyona ya da üzgün bir ruh haline sebep olabilmektedir.
İLETİŞİMİ ENGELLEYEN FAKTÖRLER : Gönderici_ alıcı farklılıkları… Kişisel arzu,istek,değer yargıları,duygusal durum,alışkanlıklar,zevklerin farklı olması… Algılama düzeyi verilen mesaja karşı alınan tutum. Kabul-tolerans sınırı.Önyargılar-motivasyon eksikliği…Güvensizlik-mesajın yanlış değerlendirilmesi… Düşünmeden konuşmak,nişan almadan ateş etmeye benzer.İletişim kazaları oluşturur.
İLETİŞİM de temel amaç bilgi almak ve bilgi vermektir. SAĞLIKLI İLETİŞİM İÇİN ; İKİ TARAFIN BİRBİRİNİ DİNLEMESİ-ANLAMASI GEREKİR. OLUMLU iletişim ;düşüncelerin /geri bildirimlerin hem saygılı hem de yapıcı bir şekilde ifade edildiği,iş birliğini ve karşılıklı anlayışı teşvik eden bir iletişim tarzıdır. Bu tarz iletişim;yanlış anlamaları/anlaşılmaları düzeltebileceği gibi çatışmaları da azaltıp verimliliği artırır.
VAROLUŞUN BEŞ BOYUTU : İki insan arasındaki iletişim başlayınca 5 soruya yanıt aranır. 1.Beni umursuyorlar mı ? 2.Değerli miyim ? 3. Sevilmeye layık mıyım ? Beni BEN olduğum için özleyip benimle zaman geçirmek istiyorlar mı ? 4.Beni yargılamadan “beni BEN olduğum için “kabul ediyorlar mı ? 5.Yeterli miyim ? Ben, becerikli ve bir şeyler yapabilecek güçte görüp ,yapabileceğime güveniyorlar mı ?
FİZİKSEL DİNLEMEK : Konuşanın yüzüne doğru bakmak.Beden olarak ona yönelmek. Göz ile iyi bir ilişki kurmak.Konuşana doğru eğik durmak. Dinlerken rahat olmak gerekir.
ÇATIŞMA ÇÖZME STRATEJİLERİ : İnsanların ulaşmak ya da gerçekleştirmek istedikleri iki şey vardır. 1. Bireyin kendi amaçlarını gerçekleştirme isteği, 2. Çatışmaya girilen kişilerle olan ilişkilerde verilen önem ya da ilişkileri devam ettirme isteğidir. Her iki isteğin de “çok önemli “den “hiç önemli değil”e kadar uzanan bir doğrunun değişik noktalarına dönüştüğü söylenebilir.
Varlıkların sürdürülebilmesi için iletişim zorunludur. İnsan,diğer canlılardan farklı olarak sürdürdüğü iletişimi incelemek ,geliştirmek, değiştirmek şansına sahiptir. Anlayarak işini sevmek erdemdir. Anlamadan anlaşmak,tanımadan tanışmak sürdürülebilir iletişim değildir.
İLETİŞİM : Bilgi üretme ,aktarma,anlamlandırma sürecidir. Arılan bal bulunan yeri birbirlerine bildirmeleri de iletişimdir. Fakat bal yemek istiyorsan arı kovanına çomak sokmayacaksın ! İnsanlar arasında her konuşma iletişim değildir.Ana-baba çocuğuna; öğretmen öğrencisine;yönetici personeline; sadece kendi düşüncesini ,emirlerini veriyor ve karşısındakinin tepkileri geri bildirimleri ilgilenmiyorsa tek yönlü bilgi iletimi olur.Bunun adı “enfermasyondur”.Karşılıklı bilgi alışverişinde“komünikasyon” ya da iletişim oluşur. Kısaca iletişim,karşılıklıdır.
KİŞİ İÇİ İLETİŞİM ve ÇATIŞMA : insanın çevresi ile kuracağı iletişim ,kendi içinde başlar.Kişiler kendi içlerindeki iletişimlerin yanı sıra iç çatışmalar da yaşarlar.sahip olduğu bilgiye,tutuma aykırı bir davranışta bulunan kişi bilişsel çelişkiye düşer yani rahatsız olur. O halde bu durumda ,davranışını değiştir,tutumunu değiştir,yeni bilgiler edin.çelişkinin nedenlerinden kurtul.
KİŞİLER ARASI İLETİŞİM : Kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişimlere “kişiler arası iletişim” adı verilir. Belli bir yakınlık içinde ,yüz yüze olmalıdır. Sosyal iletişimle rahatlıkla psikolojik iletişime dönüşebilir.Bunun için tek yönlü değil karşılıklı mesajlı ALIŞ-VERİŞ olmalıdır.
Mesajlar ; sözlü/sözsüz nitelikte olmalıdır. Dil ile iletişimde kişilerin “ne söyledikleri “ dil ötesi iletişimlerde ise “nasıl söyledikleri” önemlidir.İnsanlar günlük yaşamda birbirlerine ne söylediklerinden çok nasıl söylediklerine dikkat etmelidir.
KURUMSAL /ÖRGÜTSEL YAPIDA İLETİŞİM-ÇATIŞMA :
İş ve işlev bölümü yaparak bir sistem içinde ortak bir amacı gerçekleştirmek için bir araya gelen insanların faaliyetlerinin koordinasyonu kurumsal /örgütsel yapılardır. Kurumsal /örgütsel yapıda görev alanlar önceden tanımlanmış bir takım rollere girerek ,hiyerarşik bir düzen içinde bu rollerinin gereğini yerine getirmeye çalıştıkları anlamı taşır. Örgütsel yapıların işleyişinde verimlilik ve gelişme ,nitelikli iletişimle daha üst boyuta ulaşabilir.Örgütsel yapılarda anlaşmazlıklar ve çatışmalar iletişim donanımlarındaki eksikler ve yetmezlikten kaynaklanır.
Roller,ast/üst konumlar,örgüt üyelerinin kişilik özellikleri ile birlikte bir takım kişi-ii veye kişiler arası çatışmalara / farklı tavırlara söylemlere yol açabilir.Üyelerin belli rolleri algılama biçimleri,olayları yorumlama tarzı,örgütsel ortak dil/söylem amaçla uyumluluk içeriği çok önemlidir.Örgüt üyelerinin birtakım işleri kendi rolleri içinde algılayıp algılamadıkları ya da sahip oldukları rolleri kendilerine uygun bulup bulmadıkları da yine örgüt içi iletişim kalitesini /örgüt içi farklılaşmayı belirler.
Kendini bir ölçüde gerçekleştirmiş insan desteğini kendisinden alır. Zamanını iyi kullanır. Kendinden hoşnuttur. Yaşama olgun ve olumlu bir gözle bakar.Doğayı,insanları bir bütün sever,anlamaya çalışır.Yaşamaktan ve değer katmaktan haz duyar.Dünyayı sadece yaşamaz aynı zamanda dünyayı da yaşatır. Japon kültüründe :” Dinleyenin ,konuşana üstünlüğü vardır.”denir.
SİNERJİ : Bir bütünün parçalarının toplamından büyük olmasıdır. Bu yaklaşım bütünsel yaklaşımdır. Örgüt amaçlarının stratejik hedeflere bağdaştırılması gerektiği gibi hedeflere ulaşmakta etkili olan unsurların da en verimli bir şekilde belirlenmesi ve yönlendirilmesi söz konusudur. Geliştirilmesi amaçlanan husus ya da özellik ne ise HEDEF şeklinde ortaya konulur.Hedefin örgütsel yapının misyonu ve vizyonu ile çelişmemesi gerekir. ÖRNEK : SİLİVRİ’ye mektup süreci …İmza kampanyası süreci… Merkezi ,yerel mitingler… HEDEF : SANDIK /SEÇİM…
BU SÜRECİ GELİŞTİRMEK,TOPLUMSAL BİLEŞENLERİ İKNA İLE ÇOĞALMAK,HEDEFE VARMAK DA iletişim ile olacak... Bunun için parti genel merkezinden her kademedeki yapıya kadar söylemde ve eylemde birlik esastır. Önemli olan bu süreci yöneten/ yürüten /emek veren her kademedeki partili yol arkadaşların “iletişim becerileri ve donanımları” çok değerli olup etkileyendir. Giyim-kuşam/ söz-söylem/ ifade ediş hali/ ses tonu /sözlü-sözsüz iletişim becerisi/vücut dili/ ikna kabiliyeti ile GÜVEN VEREN olunması gereklidir.
Hedef kitleye yönelik ;kimlerle/ ne zaman/hangi araç-gereçlerle/nasıl/hangi ortak söylem dili ile planlaması titizlikle yapılmalıdır.Yapılan çalışmaların düzenli olarak“öz değerlendirme” ile ele alıp güçlüklerimiz/fırsatlarımız neler olduğunu belirlemeliyiz. Bu konularda emek veren yol arkadaşlarımızın öncelikle kendisiyle barışık/kendisiyle iyi –verimli iletişim kurabilen olması gerekir. Sorun değil çözüm üreten olması gerekir.
Verdiğiniz emek sizi mutlu ediyor mu? Bu çok önemlidir. Onun için her birimiz kendimize BEN KİMİM? Sorusunu sorarak içtenlikle yanıtlamalıyız.Özelliklerim nelerdir? Kendime ve yaşadığım topluma hangi değerleri katıyorum? Gerçekten bulunduğum örgütsel yapıda ben ne istiyorum ? Niçin buradayım? Sorularını yanıtlayarak verimlilik üretebiliriz. Kurumsal ve örgütsel yapılarda herkesin BEN ‘i biriciktir,özeldir,değerli ve anlamlıdır. Fakat BİZ kültürü içinde BEN olmak daha da değerlidir.
Başarılı insanların en önemli özelliği : GÜCÜNÜ BİLMEK ! Haddini bilmektir ! GÜCÜNÜ Bilmek : ASLAN olunca ormanın kralı olduğunu bilmektir. HADDİNİ Bilmek : Ormanın kralı edasıyla suya girip timsaha kafa tutmaması gerektiğini görmektir.
Korku kültüründe denetim odaklı baskılayıcı tutumda kişi güce saygı duyar. Değerler kültüründe kişi diğer kişilerin özüne saygıyla sevgi duyar.
İletişim donanımlarımızın temeli SEVGİDİR… SEVGİ DOLU İLETİŞİM sorun çözer,geliştirir.
Sunumumu etkin ve sevgi çemberinde dinlediğiniz için çok teşekkür ederim. Dilerim kültür bahçenize bir nebze de olsa yeni bilgi tohumları serpebildiysem ne mutlu …
Etkin emeklerinize teşekkür ile çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim..