Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Medical Park Gebze'den göz sağlığı semineri

Alanında deneyimli, uzman hekim kadrosu ve tıbbi altyapısıyla Gebze’de 7 yıldır hizmet vermeye devam eden Medical Park Gebze Hastanesi, Çayırova Belediyesi’nin işbirliği ile anneleri çocukların gözlerinde oluşabilecek rahatsızlıklarla hakkında bilinçlendiriyor.

Medical Park Gebze'den göz sağlığı semineri
01 Mart 2018 - 08:35
 Medical Park Gebze Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mustafa Lütfi Yazar, 26 Şubat Pazartesi günü anneleri çocuk göz sağlığı hakkında bilgilendirdi.
 
Medical Park Gebze’de görev yapan Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mustafa Lütfi Yazar, çocuklarda çok sayıda göz sorunu görülebildiğini, erken tanı ve tedavinin göz hastalıklarının önlenmesi açısından önemli olduğundan bahsetti. Çocukların rutin 12 ay – 24 ay ve 4 yıl göz muayenesinden geçirilmesindeki önemine dikkat çekti. Çocukların göz sağlıkları için zamanında önlem alınması gerektiğini okul, sosyal başarı ve gelişimini engellemesi açısından önemli olduğunu belirtti.
 
‘Çocuklarda özellikle hangi göz rahatsızlıkları görülür?’
Çocuklarda görülebilecek hastalıklar hakkında bilgiler veren Op. Dr. Mustafa Lütfi Yazar, “Çocuklarda göz tembelliği, gözyaşı kanal tıkanıklığı, şaşılık, glokom başta olmak üzere birçok göz rahatsızlığı görülebilir. İki göz arasında simetrik olmayan kırma kusuru varsa gözlerden birisinde göz tembelliği (ambliyopi) gelişebilir. Görme tek ya da çift taraflı azalır. Görmenin gelişimi bebeklik çağında başlar. Bu dönem içinde en kritik dönem ilk 2 – 3 yıl olmakla birlikte görme gelişimi ilkokulun ilk yarıyılları (7 – 8 yaş) boyunca devam eder. Bir göz iyi görürken, diğeri aynı kalitede göremez. Bu durumunda az gören göze ambliyobik göz (tembel göz) adı verilir. Ambliyopi genelde tek gözde görülür. Toplumda sıklığı %2 – 3'tür. Tedavide yapılması gereken öncelikle nedenin tedavisidir. Aynı zamanda miyop, hipermetrop ve astigmatta görülebilir, bu şaşırtıcı bir durum değildir. Ancak bu durum erken farkına varılıp gerektiğinde çocuğun gözlük takması sağlanmalıdır.” diyerek devam etti.
 
Op. Dr. Yazar, “Çocuklarda görülen şaşılık gözlerin paralel olarak bakmamasıdır. Çocuklarda en sık içe kayma görülür. Şaşılıkta göz içe, dışa, yukarı ve aşağı kayabilir. Doğumdan sonra ilk 6 ay içinde saptanan bir içe kayma, bebek 1 yaşına gelene kadar kesinlikle tedavi edilmemelidir. Özellikle içe kaymalarda, bir gözde tembellik gelişebilir. Göz tembelliğinin derinliği, şaşılığın miktarıyla ilgili değildir. Az miktardaki bir göz kaymasında, derin bir görme kaybı gelişebilir. Dışa kayma, erken evrede aralıklı olarak görülebilir. Bu tür bir kayma, zamanla kalıcı hale gelebilir. Dışa kayma, miyopiyle birlikte daha sıktır. Şaşılık ameliyatı, genel anestezi altında uygulanmalıdır. Cerrahide, göz küresi üzerinde yer alan hareket ettirici kaslarda, işlev arttırıcı veya azaltıcı yönde değişiklikler yapılır. Her şaşılık türünün tedavisinde ameliyat gerekmez, bazı hastalar gözlük ile tedavi edilebilir.” dedi.
 
 
‘Göz tembelliği tedavi olmazsa ne olur?’
Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mustafa Lütfi Yazar, göz tembelliğinin tedavisi 6 yaşına kadar mümkün olduğunun altını çizerek, "6 – 10 yaş arasında tedaviye cevap veren vakalar da vardır. 10 yaş üzeri hastalar da ise göz tembelliği tedavisi henüz yoktur. 10 yaş ve üzeri hastalarda göz tembelliği için değişik tedaviler var ise de (Neurovision gibi) henüz kesinleşmiş bir tedavi yoktur. Göz tembelliği için ideal muayene ve tedavi yaşı 3 – 4 yaş arasıdır. Göz tembelliği tedavisinde en önemli tedavi metodu, kapama tedavisidir. Bu tedavinin mantığı kuvvetli olan (iyi gören) gözü istirahate almak, zayıf gören (az gören, tembel olan) gözü çalıştırmaktır. Kapama tedavisi 1 – 2 yıl sürebilir. Bu yüzden tedavinin 6 yaşından evvel tamamlanması gerekmektedir." dedi.
Göz tembelliği tedavi olmazsa ne olur sorusuna ise, “göz tembelliği problemi erken tanı almaz ve tedavi edilmez ise ambliyobik gözde çok ciddi ve kalıcı görme kaybı gelişir, derinlik hissi (üç boyutlu görme) kaybolabilir ve eğer iyi gören göz bir hastalık veya kaza nedeniyle kaybedilirse yaşam boyu bir körlükle sonuçlanabilir.” şeklinde aktardı.
 
‘Bebeklerde gözyaşı kanal tıkanıklığının sebebi nedir?’
Gözyaşı kanal tıkanıklığı olan hastalarda gözyaşının devamlı dışarı akması, gözyaşı kesesinin iltihaplanması,  buna bağlı kızarıklık ve kesede şişlik gibi belirtilerin olduğunu belirten Op. Dr. Mustafa Lütfi Yazar, “Gözyaşı kesesi ve gözyaşı kanalları gözyaşını burun boşluğuna ulaştırırlar. Bu kanalların çeşitli nedenlerle tıkanması gözyaşının dışarı akmasına neden olur. Tıkanıklık doğuştan olabileceği gibi, travma, iltihaplanma veya burun ameliyatlarına bağlı da olabilir. Gözün devamlı sulanmasının en sık rastlanan sebebi gözyaşını keseden buruna ileten (nazolakrimal) kanallarda olan tıkanıklıktır. Bu tıkanıklığı açmak için yapılan ameliyatlara daktriosistorinostomi veya DCR adı verilmektedir.” dedi.
 
Tedavi yöntemleri ile ilgili bilgiler veren Op. Dr. Yazar,“Açık ameliyat yöntemi yaklaşık olarak yüz yıldır uygulanan klasik bir operasyondur. (Toti ameliyatı). Ancak teknolojideki hızlı gelişmenin tıbba kazandırdığı endoskoplar internal yani kapalı yöntemi bir seçenek olarak ortaya koymuştur. Endoskopik yöntemle yapılan ameliyatın avantajları arasında ise, cilt kesisi yapılmaması nedeniyle dışta bir yara izi olmaz, gözyaşı kesesine sınırlı bir müdahalede bulunulduğu için kesenin pompa fonksiyonu bozulmaz, hastalar operasyonun aynı günü evlerine gidebilmektedirler, tecrübeli ellerde operasyon süresi daha kısadır. Gözyaşı kanallarına takılan silikon tüpler en az 6 – 8 hafta (daha uzun süreler bırakılması da önerilir) süre ile yerinde bırakılmalıdır. Çok basit olarak, gerekli olursa lokal anestezi ile silikon tüpler göz köşesinde kesilerek kolaylıkla burundan küçük bir nazal endoskop yardımı ile alınabilir.” diyerek detaylı olarak annelere hastalıklarla ilgili bilgiler verdi.
Medical Park Gebze Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Mustafa Lütfi Yazar, çocukların her 6 ayda bir, yetişkinlerin her yıl en az bir kere göz muayenesi yaptırmasının oluşan hastalıkların erken teşhis ve tedavide oluşturduğu önemden bahsetti. Annelerin sorularını cevaplayarak semineri sonlandırdı.