Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Uçan Darıcalı ve züppeler !…

Ünlü sihirbazın dünyada hayret uyandıran ve bu güne kadar hiç kimsenin başaramadığı bu gösteriyi Copperfield’in karşısında yapan bu Türk kim mi? Eğer sabırla yazının sonuna kadar okumayı sürdürürseniz o kişinin Gebze ve Darıca’da herkesin tanıdığı bir isim olduğunu öğreneceksiniz…

Uçan Darıcalı ve züppeler !…
22 Ağustos 2017 - 13:07

 

 

 

 

Yıl, 1999…

İstanbul’da bir sahne…

Sabahın 06.00’ı…

‘’Uçan Adam’’ lakabıyla ünlenen dünyaca ünlü sihirbaz David Copperfield, asistanlarıyla birlikte gözlerini sahneye dikmişti!…

Uzun süre şaşkınlığını üzerinden atamayan Copperfield, hayretler içerisinde havada asılı kalan ’’Uçan’’ adama bakıyordu…

Bir süre sonra kendine gelen Copperfield,,’’How did you do that?’’ diyebildi sadece…

Yani ,’’Nasıl yaptın bunu ? ’’ydu demek istediği…

David Copperfield’in asıl şaşırması ise, o yıllarda dünyanın hayretle izlediği ve sadece kendisinin yapabildiği ‘’havada asılı kalma ‘uçma’’ gösterisinin, başka biri tarafından yapılıyor olmasıydı..

Üstelik Türkiye’de, bir Türk tarafından…

 

Ünlü sihirbazın dünyada hayret uyandıran ve bu güne kadar hiç kimsenin başaramadığı bu gösteriyi Copperfield’in karşısında yapan bu Türk kim mi?

Eğer sabırla yazının sonuna kadar okumayı sürdürürseniz o kişinin Gebze ve Darıca’da herkesin tanıdığı bir isim olduğunu öğreneceksiniz…

 

Bir kaç ay önce, Bayramoğlu Hotel Hegsagone’dayız..

Akşam yemeğini yemiş, otelin sahibi Zeki Etyemez, Darıca Kaymakamı Ömer Karaman, Emniyet Müdürü Hasan Aydoğan ve Milli Eğitim Müdürü İsmail Oğuz’la havuz kenarında kahve içiyor, sohbet ediyoruz…

 

Havuzun üstünde… 

Camla kaplı bir platform var…

Bir gün o platformdaki masada yemek yerken, yaklaşık olarak yarım saatin ardından ben sandalyeden kalkmadığım halde yönümün değiştiğini anladım…

Meğer o platform, üzerindeki insanlarla birlikte 360 derece dönüyormuş…

…Ve, alabildiğine yavaş döndüğü için bunu siz anlayamıyorsunuz bile!…

Otellin sahibi Zeki beyle bu konuyu konuşurken, aramızda olan bir iş adamı ‘’ O platformu ben yaptım’’ dedi, ve ekledi, ‘’ Basit olarak görebilirsiniz, ama değil!.. Çünkü,  dönen platformun  altında, su içerisindeki motorlar çok sessiz olmalıydı, üstelik masadaki içeceklerin kesinlikle dökülmemesi gerekiyordu… Biz bunu başardık’’ dedi..

 

Gittikçe koyulaşan sohbette, bir anısını da anlatan ve uzun yıllardan bu yana benim de dostum olan aynı iş adamı, ‘’ David Copperfield, 1999 yılında İstanbul’a gelerek gösteri yapacaktı..

Sahneye çıkmadan bir gün önce, o ünlü ‘Havada uçma’’ sahnesinin provasında teknik bir sorun olmuş!.. Bu düzeneği yapan ekipteki teknisyenler sorunu bir türlü çözemeyince organizasyonda yer alan önceden tanıdığım bir arkadaş,David Copperfield’e,’benim bir arkadaşım var çözse çözse bu sorunu o çözer…’ diyerek beni aradı… 

David Copperfield doğal olarak endişeli, öyle ya, bu gösterinin teknik ekibi sorunu çözememiş se kim çözebilirdi ki?… Ben arkadaşa, geliyorum diyerek yola çıktım… Gece yarısıydı, kendi ekibimle gösterinin sahneleceği salondaydık… David Copperfield, bana, o gösterideki sistemin nasıl çalışması gerektiğini anlattı.. Kendisine merak etmemesini, oteline gidip rahatça uyumasını söyledik… Adam panik, bir türlü gitmiyordu… Uzun uğraşlar sonucu yaklaşık 2 saatin ardından ikna ettik ve gönderdik… Havada kalma ‘Uçma’ gösterisi tamamen 1 mm. incelikte olan ve 100 Kg. ağırlığı kaldırabilen 2 iple ilintiliydi… Sistemin çalışması için dönen halkalar gibi mekanizmalar bulunuyordu… Biz çalışmaya başladıktan bir süre sonra ve daha sonrasında da David Copperfield, kendi ekibindeki teknik elemanları arıyor son durum hakkında bilgi alıyordu.. 

Sabahın 06.00’ydı..

Arıza giderilmişti, ben sistemin çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için test yapmaya karar verdim… Sahnede uçmak için gerekli teçhizatlar vücuduma bağlandıktan bir süre sonra, artık havadaydım, yani uçuyordum.. Tam o sırada meraktan gözüne uyku girmeyen David Copperfield içeri girdi, beni havada uçar vaziyette görünce 2 elini havaya açarak ’’How did you do that?’’ diyebildi..

 

Peki, David Copperfield’i heyacanlandıran , Gebze ve Darıcalılar’ın yakından tanıdığı bu iş adamı kim mi?

Gençliğinde bulaşık yıkayan, demir büken ve kablo döşerken elektriğe çarpılan, ancak yılmayarak, bugün yüzden fazla ülkeye lunapark oyuncağı imal ederek satan, Darıca Gençlerbirliği Spor Kulübü’nün eski başkanlarından, şimdinin yöneticisi, Dal Lunapark Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Dal’dı tabii ki…

 Peki ben neden mi anlattım?

Baba parasıyla son model otomobillere binerek caka satan, üretmekten aciz, sırf hava olsun diye yemek yediği masanın fotoğraflarını sosyal medyada paylaşan züppelere ibret olsun diye…

 

SAĞLICAKLA…