Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam

Dal Lunapark büyüyor!

26-27 Aralık 1939’da Erzincan’da meydana gelen depremde yetim ve öksüz kalan Abdülbaki Dal tarafından kurulan Dal Lunapark üçüncü kuşağı gördü.

Dal Lunapark büyüyor!
10 Ekim 2012 - 12:33
 Darıca’dan sonra Tekirdağ’a da lunapark açan firmanın hedefi 150-200 dönüm arazide, Disneyland modeli bir eğlence merkezi inşa etmek.

 

 

 

Gebze Organize Sanayi Bölgesi, Tembolava mevkiinde üretimini sürdüren Dal Lunapark, 1958 yılında rahmetli Abdülbaki Dal tarafından kuruldu. Özcan Dal’ın yönetim kurulu başkanlığı; kardeşleri Özdemir, Zafer ve Aziz Dal ile oğlu Mustafa Dal’ın yönetim kurulu üyeliğinde yoluna devam ediyor. Firmalarının bir aile şirketi olarak üçüncü kuşağı gördüğünü belirten Özcan Dal, ülkemizde aile şirketlerinin fazla uzun soluklu olmadığına dair bir kanı var ancak bizde aile şirketleri, Avrupa’daki aile şirketlerine oranla daha avantajlı çünkü bizim kültürümüzde, büyüğün sözünü dinlemek gibi bir gelenek var. Bir de bizde yönetim kurulu 5 kişiden oluşur ancak toplantılar finans, muhasebe, imalat ve pazarlama müdürlerinin katılımıyla 9 kişiyle gerçekleşir. Kararlar genellikle oy çokluğu ile alınır. Finans müdürünün onaylamadığı hiçbir işe girmem. Ancak yönetim kurulundan 8 kişi onay verip finans müdürü onay vermezse kendisinden o konuya dair biraz daha geniş kapsamlı bir araştırma ve çalışma yapmasını isterim” dedi.

“O GÜNDEN BERİ OYUNCAK ÜRETİYORUZ”

Özcan Dal firmalarının kuruluş hikayesini şöyle anlattı: “Rahmetli babam 26-27 Aralık 1939’da Erzincan’da meydana gelen, yaklaşık 33 bin kişinin ölüp 100 bin kişinin yaralandığı depremde anne, baba ve diğer aile bireylerini kaybettikten sonra Ankara’ya, Kızılay Aşevi’ne gönderildi. Ankara’da Almanlar’ın sahibi olduğu aynı zamanda çelik işi yapan bir maske fabrikasında çalışıp mesleği öğrendi. 1958 yılına kadar ustalık yaptı. O yıl içinde Ankara’da bir lunaparkçı babamdan *oyuncak (lunapark oyun grubu) atlı karınca üretmesini istedi. O günden bu yana biz hep oyuncak üretiriz. Babam Türkiye’nin ilk atlı karınca üreticisi değil. O tarihten önce de tahtadan atlı karınca üretilirmiş ancak çelik malzemeden oyuncak üreten ilk usta diye biliyorum.”

 

HEM ÜRETİMDE, HEM EĞLENDİRMEDE

Dal Lunapark olarak sadece üretici olarak değil işin eğlence boyutunda, eğlence sektöründe de var olduklarını belirten Özcan Dal, “En güzel lunaparkımızı Pendik’te Viaport Alışveriş Merkezi’nde kurduk. Gebze’de, Sultan Orhan Mahallesi’ndeki lunaparkı da biz işletiyoruz. Darıca’da sahilin en uç kesiminde yeni bir lunapark kurulması için çalışmaları başlattık. Tekirdağ sahilinde, şehirlerarası otobüs terminalinin tam karşısında yaptığımız lunapark tamamlandı ve Ramazan Bayramı’nın birinci günü hizmete açıldı. Gebze Center Alışveriş Merkezi içinde buz arena ile birlikte eğlence merkezinin işleticisiyiz. İşletmecilik geleneğimizi de üretimle birlikte sürdürüyoruz. İlerleyen süreçte yap işlet devret modeli iş teklifleri gelirse de değerlendiririz. Çünkü yadırgadığımız bir model değil” diye konuştu.

 

LUNAPARKIN KELİME ANLAMI

Konularında en büyük hayalinin 150-200 dönüm arazi üzerinde Disneyland türü, Almanya’daki Europark türü bir lunaparkı, eğlence merkezini kazandırmak olduğuna değinen Özcan Dal şöyle devam etti: “İli, ilçesi hiç önemli değil. Yeter ki kurulacağı kentte, insanların araçla da ulaşabileceği bir yerde olsun. Bu yapının içinde sinema salonundan konser salonuna, otele kadar her tür mekan olmalı. Dededen toruna, 1’den 91’e herkesin, her yaş grubunun, her zevkten insan aynı yapı altında eğlenebilmeli. Almanya’daki Europark içinde 800 bin metrekarelik alan sadece lunaparka ayrılmış durumda örneğin. Zaten lunaparkın kelime anlamı her yaş ve zevkten insanın eğlenebileceği mekanlarıdır.”

 

“SEKTÖRÜMÜZÜN ÖNÜ TAMAMEN AÇIK”

Sektörlerinin önünün tamamen açık olduğuna işaret eden Dal, “Lunapark dediğimiz eğlence yerleri bir yaşından 91 yaşına kadar her insanın eğlenebileceği mekanlar ve eğlence, sosyal yaşam insanların olmazsa olmasıdır. Doğasıdır. Onun için ben lunaparkları sadece sanayicisi ve işleticisi olduğum için sosyal doku üzerinden de çok önemsiyorum. İsmi lazım değil bölgemizden bir belediye başkanına bölgesine bir lunapark kazandırmasını önerdiğimde olumsuz yanıt vermiş ancak görev süresi dolduktan sonra yanlış bir tercihte bulunduğunu açık yüreklilikle ifade etmişti. Tüm belediye başkanlarına gazeteniz aracılığıyla sesleniyorum, bence her ile, her ilçeye lunaparklar kurulmalı ve belediyeler de buna öncülük etmeli, önünü açmalı” diye konuştu. Özcan Dal sözlerine ilaveten şunları söyledi:

“İKRAMİYE PARALARI DOĞRU DEĞERLENDİRİLMELİ”

“Bence devlet eliyle oynatılan Milli Piyango başta olmak üzere talih oyunları da bir nevi kumardır. Ancak burada asıl yanlışlardan biri, devletin ikramiye dağıtımındaki tutumudur. Bana kalsa o büyük ikramiye sadece değerlendirebilecek insanlara çıksın isterim. Ya da Amerika’da olduğu gibi ikramiyenin bir yoksula çıkması durumunda devletin o parayı kademe, kademe ödemesi gerekir. Gazetelere de haber konusu olmuştur ki asgari ücretle çalışılıp geçinirken bir anda devasa bir servete üstelik hiç zahmetsiz ulaşan bir kişinin kimyası bozulmuş, ailesi dağılmış, o para eğlence ortamlarında heba olup gitmiştir. Bugüne kadar Milli Piyango’nun yüksek ikramiyesini edinip parayı doğru bir şekilde değerlendiren bir tek kişi biliyorum, ötesi yok. Halbuki o para da doğru değerlendirilerek üretime, ekonomiye, eğitime veya adını ne koyarsanız koyun ancak iyi bir yere kazandırılmalıdır.”